BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 14 Ocak 2013

Afrika'daki Manisalılar

Bu yazı, "Türkiye'nin Somali'de, Afrika'da ne işi var?" diyenlere ithaf olunur. Sömürgeci geçmişiyle yüzleşmesi gereken Fransa'nın sosyalist Cumhurbaşkanı Hollande, Afrika ülkeleri Mali ve Somali'ye asker göndererek, Müslümanlar'ı kırdırma operasyonlarını başlattı. Bu haberin arka planına bakınca, gözümüz bir zamanlar, "Türkiye'nin Somali'de ne işi var?" diyenleri arıyor.
Yazık değil mi, insanın içi burkmuyor mu bu olanlar.
Mali Cumhuriyeti, Afrika'nın en büyük yedinci ülkesidir.
Mali'nin doğal kaynakları altın, uranyum ve tuz olmasına karşın, dünyanın en fakir ülkelerinden birisidir.
Neden? 19. Yüzyıl'ın sonunda Fransız sömürge yönetiminin içinde, Fransız Sudanı'nın bir parçası olduğu için.
Ancak, 1959'da Mali, Senegal ile Mali Federasyonu olarak bağımsızlığını kazanabildi. Fransa'dan kurtulabildi mi?
Kurtulamadığı ortada. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, içi sızlamadan Fransız askerini gönderiyor. Hem de
Müslüman direnişçileri kırdırmak için.

İNSANLIK DERSİ
"Yemen" gibi, "Fizan" sözcüğü de uzak yerleri anlatan bir ifade olarak kullanılmaktadır. Fizan, genelde Türkiye'de korkulan sürgün yeri olarak bilinir. Doğrusu, bugün Libya olarak anılan eski Trablusgarp vilayetinde, kıyıdan 600 km. içeride, Sahra-yı Kebir denen Sahra çölünün doğu kısmında yer alan bir bölgenin ismidir.
Fizan, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı İmparatorluğu ile İngiltere ve Fransa arasında bir nüfuz savaşı başlaması üzerine stratejik açıdan büyük önem kazanmıştı. 1551'de Turgut Reis, Trablusgarp'ı fethedince Fizan'da fiilen Osmanlı'ya katılmış veTrablusgarp Beylerbeyliği'ne bağlı Fizan Sancağı kurulmuştu. Osmanlı'nın sınırlarının güneye doğru genişlemesi bu devletin Çad Gölü Havzası'nda hüküm süren Bornu Sultanlığı ve Nijer Nehri Havzası'nda Kurulu Songhay Devleti ile komşu olması sonucunu doğurdu ve bu devletlerle ilk kez diplomatik ilişki kuruldu. Bu dönemde, Fransız sömürgecilerin Sahra Çölü'nü hâkimiyet alma niyetlerinin karşısında daha güçlü durabilmek için Osmanlı yerli halkın da desteğini almaya gereksinim duydu.

ÇAD BÜYÜKELÇİMİZ PROF. KAVAS
Çad bir bölümü ile Fizan bölgesini de içerir. Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Nijer, Nijerya ile sınırdır. Türkiye'nin Çad Büyükelçiliğine atanan, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Afrika uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kavas, Ağustos 2012'de göreve başladı.
Prof. Dr. Kavas, önceki gün Osmanlı-
Türk devletinin yüzyıllar öncesinden Afrika ülkeleri ile kurduğu insani ilişkileri anlattı.
Konuşmasının bir yerinde, Çad'taki Manisalılar'dan bahsetti. İstanbul ve Ankara Manisalılar derneğinin aktif bir üyesi olduğumdan dikkatimi çekti.
Prof. Dr. Kavas'ın dosyasından, "Afrika'nın kılcal damarlarında Türkler" notları anlatmak istiyorum: "Kayıtlar, Afrika ülkelerine giden, yerleşen, evlenen birçok Türk ailenin önemli mevkilere geldiğini ortaya çıkardı.
Bugün Çad'ta çok etkili olarak tanınan Manizadeler ailesinin, yüzyıllar öncesi Manisa'dan giden gözü pek Manisalılar
olduğu belirlendi."

Sonuç
Yüzyıllar öncesinde, Fransa ve İngiltere sömürge için Afrika'ya giderken, Osmanlı yerli halkla beraber olmaya çalışıyordu.
Birinci dünya savaşında sadece, Ortadoğu ve Balkanlar'ı değil, Afrika'nın uçsuz bucaksız topraklarındaki Türkiye'nin nüfuzunu da kaybettiğimizi unutmayalım. Tarihsel bilincimizi hiç çekinmeden Afrika devletlerine gösterelim. 21. Yüzyıl Türkler'in yılı
olacaksa, buna mecburuz.