Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 24 Kasım 2016

Geçerken FETÖ’ye uğramışlar...

Geçtiğimiz günlerde vefat eden Korkut Özal, 1973'te MSP'de başladığı siyaset hayatına 12 Eylül Darbesi ile ara vermiş, 1995'te ANAP'tan milletvekili seçilerek tekrar dönmüştü. 28 Şubat sonrası kurulan Anasol-D Hükümeti'ne güvenoyu vermiş olsa da gidişatı beğenmediği için 13 Ağustos 1997'de ANAP'tan istifa ederek bağımsız olmuştu.
Rahmetli Korkut Özal'ın 28 Eylül 1997'de yapılan Demokrat Parti Kongresi'nde bu partiye genel başkan seçilmesi, dönemin şaşırtıcı olaylarından birisi olmuş ve günlerce konuşulmuştu. Rahmetli Korkut Özal konu ile alakalı sorulara, biraz da şaka yollu, "Oradan geçiyordum baktım DP kongresi var, uğradım ve genel başkan seçildim" şeklinde cevap vermişti.
İtirafçıları ve mahkeme karşısına çıkanları ile FETÖ mensuplarının söylediklerini okudukça rahmetli Özal'ın bu sözünü hatırlamak boşuna değil. Onun espri için söylediklerini, ciddi ciddi söylüyor FETÖ mensupları.
Söylediklerini, sanki bu örgütle hiç alakaları olmadığı ve olmuşsa bile suç sayılabilecek herhangi bir şey yapmadıkları şeklinde özetlemek mümkün. Yani sanki geçiyorlarmış ta, yol üzerinde FETÖ'ye denk gelmişler ve bir uğrayıvermişler...
Oysa özellikle de itirafçıların anlatacağı çok önemli şeyler olmalı.
Bunlar arasındaki hakim ve savcılar ilk derece mahkemelerden başlayarak, Yargıtay, Danıştay, HSYK ve hatta AYM'de ne gibi dolaplar çevrildiğini ve hukukun nasıl ayaklar altına alındığını anlatabilirler aslında. Çünkü hemen her sahada olduğu gibi Yargı sahasında da akla hayale gelmedik operasyonlar yapıldığını, suçsuz insanların ağır hapislere mahkum edildiğini, bazı varlıkların el değiştirdiğini... hepimiz biliyoruz.

Sütten çıkmış ak kaşık...

Temel esas hiç değişmiyor. İtirafçı olmaya soyunanlar suya sabuna dokunmayan, sadece tahliye olmalarını sağlayabileceğine inandıkları türden ifadelerle işi geçiştirmeye çalışıyorlar.
Yakayı ele verip yargılananlar da aynı yolu tercih ediyorlar. Gerek itirafçılar ve gerekse hakim karşısına çıkanlar, 'kabahat samur kürk olmuş kimse giymemiş' sözünü hatırlatır bir şekilde davranıyorlar yani.
Tabii yaşananlardan sonra akıllarının başlarına geldiği emareleri göstermeleri de, işin bir başka yönü. Yeni görülmeye başlanan FETÖ Çatı Davası'nın önemli isimlerinden birisi olarak bilinen eski milletvekili İlhan İşbilen, savunmasına "15 Temmuz kalkışmasının, halkımızın sağduyusuyla çok ucuz atlatılmasından mutluyum" sözleriyle başlamış mesela.
Mahkemeye İzmir Kestanepazarı'ndaki berberlik ve üniversite yıllarını, Manisa Vakıflar Müdürlüğü'nü, Zaman ve Samanyolu genel müdürlüğünü, Asya Finans Ortaklığı ve murakıplığını... anlatırken, Fetullah Gülen'e hiç temas etmemiş, İşbilen. Milletvekili olma hikayesini anlatışı ise çok daha enteresan: "Bana Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olma teklifini ilettiler... AK Parti'nin yaptığı işleri takdir ediyordum.
Tayyip Bey'i kırmamak için evet dedim" şeklinde aktarmış konuyu. Tam da 'yoldan geçiyordum, bir baktım milletvekili olmuşum' der gibi...
'FETÖ Danışma Kurulu üyesi 5 kişiden biri ve örgütte üst düzey yönetici olduğu' iddiasıyla yargılanan İlhan İşbilen'in söyledikleri, aynı durumda olanların neler söyleyebileceklerinin işaretleri ile dolu. İtirafçı olanların konunun esasını kavramamıza yardımcı olacak açıklamalar yapmaktan kaçınmaları da, bir başka husus.
Anlattıklarına bakılırsa, hepsi sütten çıkmış ak kaşık sanki... Ama yaptıkları da ortada...