SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 7 Ocak 2011

Bitlis'te toplu mezar

Buz pateni pistinde otomobil sürülür mü?
Ben sürdüm oldu !..
Birkaç gündür bölge haberlerini izleme üssüm olan Erzurum'dayken merkezden talimat geldi; "Bitlis Mutki'de ortaya çıkan toplu mezar olayının detaylarını araştır" dediler, yola çıktım. Sabahın seher vaktinde Hınıs tarikiyle izlediğim yol meğer tali güzergahmış. Karlıova üzeri Muş-Bitlis diye gitsem hem kısa hem karayollarının şefkatinde olan otobanmış orası. Ben maalesef kuş uçmayan, kervanı bırakın kamyon bile geçmeyen istikamete dalmışım.
Uzun lafın kısası, kar buz deryası halinde bir zemin yüzünden ağır aksak ilerleyip 7 saatte ancak vardım Bitlis'e.
Mutki, kente yakın 20 km ötedeymiş bereket. Kırsal özelliği belirgin bir ilçe. Arazi yapısı tamamen dağlık, ormanlık, dik vadiler ve tepeler. Meraklıyım ya ağaçları yarı yarıya kar altında olsalar da tespit ediyorum bozuk meşelik, ceviz, dış budak, dağ kavağı, kızılağaç, söğüt, buttom ağacı var gani gani. Sonunda varıp, merkezde büyükçe bir kahvehaneden içeri girip yerden selamladım ahaliyi. Tanıyanlar oldu, sokuldular selam kelam çay faslı başladı. Amacımı söyledim, "nedir bu toplu mezarın öyküsü" dedim toplu bir suskunluk bastı herkesi.
Katiyen ses çıkartmıyor, konuya ilişkin tek cümle etmiyorlardı, çok şaşırdım doğrusu.

Susma ittifakı

Oradan çıkıp başka vatandaş kümelerine de seğirttim ama sonuç aynı "susma ittifakı" içinde tüm ilçe insanı.
İmdadıma ismini vermek istemeyen 2 genç adam yetişiyor. Sorularımı dinledikten sonra uzun uzun yanıtlıyorlar. Söylediklerinin büyük bölümü propaganda kıvamında olduğu için tıraşlıyorum yazarken. Haber değeri olan cümleleri ise şöyle: "Bu mezarların burada olduğu 10 yıldan fazladır biliniyor. Bakın mezarlar dedim. Çünkü önceki gün bulunan sadece bir tanesidir.
Daha 3-4 toplu mezar var. Bu savcı yürekli çıktı, kazıyı yaptırttı.
Diğer yerlere de baktıracakmış, söz vermiş gömülenlerin ailesine.
İnsanlar suçlu bile olsalar cezalarını yasalar vermeli. Köy ortasında yargısız infaz sonucu yok edildiler. Aralarında örgüt elemanları varmış kabul.
Diğerlerinin suçu yoktu ki. Hadi vurup öldürüyorsun. Bari insana yaraşır şekilde yıkansın, namazı kılınsın örf neyse töre neyse o usulle gömülsün. Toplu mezarın bulunduğu yerin 30 metre ötesi, ilçenin çöplüğü haline getirildi.
Amaç üst üste yığıntılar olsun, kaybolup gitsin bu insanlık suçu".
Sonra olay yerine gitmek istediğimi söylüyorum. Bir kişi de çıkıp rehberlik etmiyor. Kaba taslak tarif edenler oluyor, üstelemeyip çıkıyorum yola tekrar.

Bekleyip görelim

Bir süre labirent gibi dar yollar arasında dolanıp, resmi hizmete aittir yazılı bir kamyonetin sürücüsüne soruyorum. Adam tersliyor beni; "Çık da ilçenin dertlerini dinle. Bunlar ölüp gitmişler. Dağa çıkarken sahipleri neredeydi? Askere kurşun atarken sahipleri neredeydi?" Sonra basıp uzaklaşıyor. Şaşkın hallerde kala kalmışken bu defa bir hafriyat kamyonu geçiyor, durdurup sürücüye soruyorum. Seviniyor beni görünce "Takip et" diyor. Az sonra da buluyorum sayesinde kazı yapılan yeri. İnip elimi sıkıp hemen uzaklaşmak istiyor; "Görürlerse ters olur, sıkıntı yaratırlar ağabey" diyor. Yine de 2-3 kare fotoğraf çeksin diye makinemi ona verip olay yerinde görüntületiyorum kendimi.
Kemikleri mezardan çıkan ailelerle de konuşmak lazım ama ona ne vaktim var adresler konusunda bilgim. Sabah Bitlis Muhabiri genç kardeş Fuat Tapan'ın işi çoktan hallettiğini öğrenip rahatlıyorum. Gerisi mi?
Hele adli tıp raporunu yazsın, savcı soruşturmayı daha da derinleştirsin gelir gerisi. Bize buraya çook yol görünür anlayacağınız. Hem bu defa kolay varırım, öğrendim ne de olsa di mi?