
O'NA SECDE EDERİZ
İşte size Peygamberimizin şefaatini anlatan o salih hadislerden biri: "Kıyamet günü olunca insanlar birbirlerine karışırlar. Hz. Âdem'e (AS) gelirler.
Ona, 'Bize Rabb'inin katında şefaatçi ol' derler. Âdem, 'Ben bu konumda biri değilim, siz İbrahim'e gidin.
O Rahman'ın yakın dostudur' der.
İbrahim'e (AS) gelirler. O da, 'Ben bu konumda biri değilim, siz Musa'ya gidin, o Allah'la konuşandır' der. Musa'ya (AS) gelirler. O da, 'Ben bu konumda biri değilim, siz İsa'ya gidin. O Allah'ın ruhu ve kelimesidir' der. İsa'ya (AS) gelirler. O da, 'Ben bu konumda biri değilim, siz Muhammed'e (SAV) gidin' der. Bana gelirler. Ben, 'Ben bu konumdayım' derim. Ve Rabb'imin huzuruna çıkmak üzere izin isterim. İzin verilir. Bu esnada bana şu anda bilmediğim bazı hamd sözleri ilham olunur. Bunlarla Rabb'ime hamd ederim. O'na secdeye varırım. 'Kalk ey Muhammed!
Konuş, dinleneceksin; istediğin verilecektir; şefaatçi ol, şefaatin kabul edilecektir' denilir. Ben de, 'Ey Rabb'im! Ümmetim, ümmetimi istiyorum!' derim. Allahu Azze ve Celle, 'Haydi git, kalbinde bir arpa tanesi ağırlığınca iman olan herkesi ateşten çıkar' buyurur. Ben de bunun üzerine giderim ve bildirileni yaparım. Sonra tekrar döner, aynı övgü sözleriyle O'na hamd ederim.