Doğuştan Demir Lady: Gertrude Bell | İngiliz kadın casusun sıra dışı hikayesi

İngiltere, buhar ve demirin gücünü birleştirdi. Sömürge arayışına girdi. Gözünü, Asya ve Ortadoğu’ya çevirdi. Gertrude Bell, tam da bu dönemde dünyaya geldi. Demir çelik imparatoru bir ailenin en büyük çocuğu olan Bell, yıllar sonra o bölgenin kaderini değiştirecekti.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 01 Nisan 2021 Güncelleme 01 Nisan 2021, 06:59
Doğuştan Demir Lady: Gertrude Bell | İngiliz kadın casusun sıra dışı hikayesi

İÇİNDEKİLER

Ortadoğu'yu tabir-i caizse ilmek ilmek dolaştı. Arap diyarında 'Çölün kızı' ve 'Hatun' olarak nam saldı. Devletleri yıkıp sınırları yeniden çizmeye çalıştı. 58 yıllık yaşamına dünyanın gelecek birkaç yüzyılını da etkileyecek onlarca macera sığdırdı. Tüm bu olayların öznesi İngiliz Gertrude Bell'den başkası değildi! Bell'in hikayesi ise çelik ve buharın birleşmesiyle başlıyordu. İngilizler, çelik ve buharı birleştirmeyi başarınca dünyaya açılmanın yolunu aradı. Doğu Hindistan Kumpanyası ile İngilizler, Asya ve Afrika'da kendilerine yeni sömürgeler kurdu. İşte Bell'in yolu da İngiltere'nin çelik imparatorluğuna çıkıyordu.

Fabrikatör Thomas Hugh Bell, kızının iyi bir eğitim almasını sagladı.

AİLENİN İLK ÇOCUĞU...
Thomas Hugh Bell, başarılı bir işadamıydı. Babası Sir Isaac Lowthian Bell'in kurduğu demirçelik fabrikasını büyük bir ustalıkla yönetmeyi başardı. Almanya'da da eğitim aldı. Bu nedenle Almanca, Fransızca ve İtalyancayı ana dili İngilizce gibi konuşabiliyordu. 23 yaşındayken tüccar bir ailenin kızı olan Mary Shield'le evlendi. Çiftin 14 Temmuz 1868'de ilk çocukları dünyaya geldi. O bebek yıllar sonra adını dünya casusluk tarihine yazdıracak olan Gertrude Bell'di. Çift, kızlarına Gertrude Margaret Lowthian adını verdi. Ailenin kızlarına ilk isim olarak bir Almanca isim takması dikkat çekti. Bunun nedeni ise babasının eğitim için Almanya'da bulunduğu bir dönemde tanıştığı kızdan etkilenmesiydi. Gertrude'nin 1871 yılında erkek kardeşi dünyaya geldi. Ancak annesi bir süre sonra hastalanıp can verdi. Öksüz kalan Gertrude'nin hayatındaki en önemli kişi babası ve kardeşiydi.

Bell'in evi İngiltere'nin Yorkshire şehrinde bulunuyor.

BAŞARILI EĞİTİM HAYATI
Baba Thomas Hugh Bell, yıllar sonra Florence Olliffe ile evlendi. Florence, genç Gertrude ve Maurice'in kalbini kısa sürede kazandı. Bu sırada 3 çocuğu dünyaya geldi. Gertrude entelektüel zenginliği ve sportif faaliyetlerdeki başarısı ile kardeşlerine liderliğini kabul ettirdi. Gertrude'un zorluklarla baş etme dürtüsü inanılmazdı. İnatçı ve hazırcevap olan Gertrude, diğer genç kadınlardan ayrışır. Bu yetenekler, çalışkanlığı ile birleşince, onu Londra'daki Quenn's College'de ve 1886'da girdiği Oxford Üniversitesi'ndeki Lady Margaret Hall'de olağanüstü bir öğrenci haline getirir. Akranları onun sportif yeteneklerini hayranlıkla izler; Gertrude yüzme, eskrim, kürek, tenis ve hokey gibi branşlarda kendisini kanıtlarken; aynı zamanda iyi bir okur ve kendine güvenli, güçlü bir karakterdir. İki yıl boyunca günde 7 saat çalışarak, modern tarih dalında 1888'de birincilik kazandı.


ARKEOLOJİYE MERAKLIYDI
Gertrude, okulda Janet Hogatrh ile yakın arkadaştı. Janet'in ağabeyi David Hogarth ise doğuda bir arkelologtu. Gertrude bu sayede arkeoloji ile ilgilenmeye başladı. David ile kurulan samimiyet de Gertrude'nin Birinci Dünya Savaşı'nda Kahire'deki Arap Büro'ya davet edilmesine zemin hazırladı.


'FİLM' GİBİ HAYAT
Gertrude Bell'in hayat hikayesi, beyaz perdeye aktarıldı. Başrolde, Nicole Kidman vardı...
Sykes-Picot Anlaşması'nın 100. Yıl dönümünde İngilizler bir ismi ön plana çıkardı. O da Gertrude Bell'di. Çünkü Bell de, Lawrence gibi Osmanlı'nın Ortadoğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören bu anlaşmanın yapılmasında çok önemli bir isimdi. Bell'in hayatı Çöl Kraliçesi filmi ile 2015'te beyaz perdeye aktarıldı. Başrolünde Nicole Kidman'ın oynadığı film İngiliz Casus Gertrude Bell'in uluslararası alanda tanınmasına yol açtı.


RABUN GÜRBÜZ ARAŞTIRDI - İNGİLİZ KADIN CASUSUN SIRA DIŞI HİKAYESİ / 1
TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN