Hamileyken reflüye dikkat

Anne olmayı düşünen genç kadınların reflüye dikkat etmesi gerekiyor. Hamilelik döneminde artan şikayetler için ilaç tedavisi uygulanmıyor

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 21 Ocak 2011 Güncelleme 26 Ocak 2011, 04:43
Hamileyken reflüye dikkat

İÇİNDEKİLER

HANGİ REFLÜ HASTALARINDA CERRAHİ GEREKMEKTE?
Birincisi; ilaç tedavisine karşın hala şikayetleri olan hastalar. İkicisi; yaşı genç, dolayısı ile beklenen yaşam süresi uzun olup ömür boyu ilaç kullanmak istemeyen ve sosyal hayat önlemleri ve diyet uygulamalarından bunalmış hastalar. Üçüncüsü ise: Erken dönem Barrett'li hastalar. Ayrıca reflüsü olduğundan kesin kez emin olduğumuz genç ve ileride hamilelik planı yapan hanımları da bu guruba dahil edebiliriz. Hamilelik başlı başına reflü oluşturabilen bir süreç olduğundan zaten aşikar reflüsü bulunan genç bir hanım bir de hamile kaldığında reflüye tahammül çok zor bir hale gelebiliyor. Çünkü hamilelikte reflünün ilaç tedavisinin bel kemiğini oluşturan asit baskılayıcılarının kullanılması tamamen yasak.
Bir de ileri derecede mide fıtığı ve yutma borusu alt uç tahribatı olan hastalara da ameliyatı kısmen de olsa empoze ediyoruz. Bunların dışındaki reflü hastalarında ise ameliyat kararı tamamen hastaya ait olmalı.

ANTİ REFLÜ CERRAHİSİ NEDİR?
Aslında 60 senelik uzun dönem sonuçları bilinen bir cerrahi yöntemdir. Bu ameliyat son yirmi yıldır artık karnı kesmeden laparoskopik olarak yapılıyor. Laparoskopik anti-reflü girişim; yüksek teknoloji kullanmak kaydı ile, karnı kesmeden yaklaşık yarım saat süren bir ameliyat. Reflü hastalığının en kesin tek tedavisi.
Uzun dönem başarısı yüzde 95. Biraz mizahi bir anlatımla reflüsüzmüş gibi olmaktan gerçekten reflüsüz olmaya terfi ediyor ilaç-diyet yerine ameliyat olan hastalar. Karında birkaç adet milimetrik delik açarak önce mide fıtığını onarıyoruz ve sonra da yutma borusunun alt ucuna adeta bir "hokka" mekanizması yapıyoruz. Bu ameliyatı olduktan sonra da mideden yukarı doğru kaçak olması imkansız hale geliyor. Ameliyat sonrasında ise hasta aynı gün ya da bir gün sonra taburcu olabiliyor ve 4-5 gün sonra iş ve gücünün başına dönebiliyor. Kesin olmadığı için estetik sonuç da mükemmel olmakta. Tüm belirtiler ilaç almadan, diyet yapmadan ortadan kalkıyor.

AMELİYATLARIN RİSKİ VAR MI?
Her şeyden önce genel anestezi altında yapılan bir ameliyat. Dolayısı ile 70'li yaşlarında, kalp hastası ya da şekeri olan bir reflü hastasında her türlü cerrahi girişim riskli.
Ancak sağlıklı bir erişkine bu ameliyatın riski bir safra kesesi ya da fıtık ameliyatındakinden farklı değil. Ameliyat etmiş olduğumuz 1100 civarı hastada hiçbir majör komplikasyonun olmadığını burada söylemem gerekir sanırım. Turkish Journal of Geriatrics'de yayınladık sonuçlarımızı ve ciddi bir hastalığı bulunmayan yaşlı kişilerde ve kilolu insanlarda bu girişimin herhangi bir ek riski olmadığını ortaya koyduk.

YANDAŞ GİRİŞİMLER
Reflü ameliyatı sırasında başka yandaş girişimler de yapılabilir mi? Nüfusun yüzde ona yakınında safra kesesi taş ya da polipleri olabiliyor. Bizim deneyimimizde de böyle idi ve 66 hastamızda eş zamanlı olarak safra kesesi ameliyatını da reflü ameliyatı ile birlikte aynı seansta yaptık. Adeta bir taşla iki kuş vurmak demek bu.
Hiçbir problemle karşılaşmadık ve tüm hastalarımız gene bir gün içinde taburcu oldular. Bu sonuçlarımız da gene bir A.B.D. dergisi olan 'J Laparoendosc Adv Surg Tech'de yayınlandı. n Herhangi bir yan etkisi var mı? Ameliyattan sonraki en sık karşılaştığımız problem yutma güçlüğü. Bu ortalama hastaların yüzde 5-10 'unda oluyor ancak genellikle 1.5 ay kadar sonra geriliyor ve kayboluyor. Bir de reflü ameliyatı olan kişilerde daha fazla gaz çıkarma problemi olabiliyor.