Hac İslam'ın özetidir

Kurân-ı Kerîm'de Rabbimizin açıklamasına göre Hz. Adem ilk insan ve Peygamber, şehirlerin anası Mekke ilk yerleşim birimi, Mekke'de bulunan Kâbe'de insanları için yapılmış ilk mabettir.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 29 Ekim 2010 Güncelleme 09 Aralık 2010, 15:02
Hac İslam’ın özetidir

İÇİNDEKİLER

Hac, ihramlanma, Kâbe'yi tavaf, Arafat'ta bulunuş, şeytan sembollerini taşlama, kurban ve Safa ile Merve arasında sembolik koşuştan oluşan görevler dizisidir. İnsanlık hayatının başladığı yerde insanlık temsilcileriye yapılan insanlık şöleni olan Hac'la ilgili olarak Kur'ân'da şöyle buyrulur:
"Şüphesiz insânların ibâdet edebilmesi için kurulan ilk ev Mekke'de olan (Kâbe) dir.
O, giderek ünü ve ziyaretçileri çoğalan ve de insanlar için doğrulara yönlendiren Allah'ın özgür evidir. Orada apaçık belgeler vardır.
İbrahim'in sergilenen ihtişamı vardır. Oraya giren kişi güvencede olur. Yoluna gücü yeten insanların Kâbe'yi hac etmeleri Allah'ın yüklediği görevdir. Hac emrini tanımayıp uygulamayan kişi bilmelidir ki Allâh (hac emrinin uygulanması dahil) yarattıklarına ihtiyaçlı değildir." Âl-i İmran 96-97
Hac, İslâm'ın özetidir. Onun belirli günlerde İhramlanma, Arafât'ta Vakfe ve Tavaf gibi özgün amellerle özgürce yaşanmasıdır. Bu sebeple Hac, Yüce Rabbimizin emrine mutlak itâattir. Hz. İbrahim'den Hz. Muhammed'e (S.A.V) kadar bütün peygamberleri ve çağrılarını tanımaktır. Tüm renkleri ve dilleri içinde insanlığı bir bütün halinde hür ve eşit görmektir.
Hac, eş, çocuk, ana, baba ve sosyal statü gibi tüm sevgililerimizi bırakarak, bedenî, rûhî ve maddî varlığımızla Allâh'a koşmaktır. O'nunla sözleşmektir.
Hac, benlikten ve beşerî yargılardan soyutlanmak, değer ölçüsü olarak yalnızca ilâhî kanunları benimsemektir. Hac, canlılara saygıdır. Bitkiler dahil bütün yaratıklarla barıştır. Şeytânlar ve şeytânî güçlerle mücadele eğitimidir. Silahsız cihâddır. Ferdilik içinde sosyalleşmedir. Ümmet şuurunu pekiştirip kültürel, iktisadî ve siyasi birliği kurmaya çalışmaktır. Dış görünüşü ile birliğin, iç hakikati ile Kıyamet Günü'nün provasıdır.
Bütün bu özellikleri içinde bedeni, rûhi, malî, sosyal ve siyasî vasıflı ve görünümlü Hac, İslâm'ın beş ana temelinden biridir.
Günahlardan aklayan ana ibâdettir. Cennet'e açılan fiilî duâdır.
Dört bin yıl önce Rabbimizin "İnsanlara Haccı ilan et..." buyruğu ile Hz. İbrahim Peygamberle başlayan, son ve cihanşumûl (evrensel) Peygamber Hz. Muhammed'le de aslî hüviyetine bürünerek varlığını sürdüren Hac, Kıyamet Günü'ne kadar devam edecek İslâmî bir mucizedir.

HACCIN ÖNEMİ
Kadın erkek ergenliğe eren ve yapmaya güç yetirebilen bütün müslümanları küreselleştiren haccın önemini Peygamberimizin diliyle açıklayalım.
1-Hac İslâm Dîni'nin beş temelinden biridir.
Allâh'ın Resûlü Hz. Muhammed (s.a.) Haccı insân hayatını bütünüyle kuşatan İslâm Dini'nin üzerinde kurulduğu temellerinden biri olarak şöyle açıklar:
-İslâm dini Allâh'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna inanmak, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve Kâbe'yi hac etmek üzere beş temel üzerine kurulmuştur.
2-Îman ve cihâd yanısıra en değerli amel Hac'dır.
Sevgili Peygamberimize, Allah katında en değerli ve en sevaplı işler hangileridir, diye sorulduğunda şöyle buyurmuştur: "Şüphe karışmayan îman, cihâd ve Hac'dır."
3-Hac, Hac öncesi dönemin günahlarını giderir. İman etmek ve ilâhî yasalara bağlı kalacağına dair bîat etmek için huzuruna gelen ve -Rabbim tarafından bağışlanmak istiyorum, diyen Amr b. Âs'a, Yüce Peygamberimiz şöyle buyurur:
-Ya Amr! İslâm dinine iman etmenin daha önceki inançsızlık döneminin günahlarını giderdiğini, hicret etmenin hicretten önceki devrin günahlarını bağışlattığını, hac yapmanın da hac öncesinin günahlarından akladığını hâlâ öğrenmedin mi?
4-Haccı mazeretsiz olarak terk etmek kâfirliğe götürebilir.
Allah'ın Resûlü Hz. Muhammed ürpertici uyarılarında şöyle buyurur:
-Bir Müslüman görülür bir yoksulluk, engelleyici bir hastalık ve zâlim yönetici ve yönetim baskısı olmaksızın İslâm dininin farz kıldığı haccı yapmadan ölürse o, iki ölüm halinden biri üzerinde dilerse Yahûdi, isterse Hıristiyan olarak ölsün (fark yoktur.) Haccı ertelemenin büyük sorumluluğundan ötürü Peygamberimiz bir diğer hadîslerinde "Hacca gitmek isteyen acele etsin" buyurmuşlardır.
5-Hacılar ve umreciler Allâh'ın huzuruna çıkarılmış temsilcilerdir Allâh'ın Resûlü Hz.Muhammed (S.A.V) bilgili ve bilinçli hacıları ve umrecileri insânlığın temsilcileri olarak şöylece tanıtır:
-Hacc'a ve Umre'ye giden müminler, insânların Allâh'ın huzuruna çıkarılmış temsilcileridir. Onlar duâ etseler Allâh duâlarını kabul buyurur.
Bağışlanmalarını dileseler onları bağışlar.
Kabul olucak haccın armağanı Cennet'tir Allâh'ın Resûlü Hz. Muhammed (S.A.V), Müslümanlar'ı Hacc'a teşvik etmek için haccın mükâfatını dile getirerek şöyle buyurur:
-Kabul olan haccın mükâfatı hiç şüphesiz Cennet'tir.
Bu müjdeyi alan Müslümanlar tarafından soruldu:
-Ya Resûlellah! Hac nasıl mebrûr olur?
-Günahlara bulaşmaksızın görevlerini arzuyla yerine getirip hac süresince fakirlere, dostlara yemek yedirmekle ve herkesle tatlı tatlı konuşmakla ve bir de bolca selâm verip barışı yaygınlaştırmakla makbul olur.
Yazımızı hacca başlamak için gerekli olan ihramlanmanın şartı ve haccın ana zikri ve hacıların marşı olan Telbiye duâsıyla bitirelim: "Lebbeyk Allahümme Lebbeyk… Buyur Allahım! Ben Sen'in emirlerin ve yasaklarına boynun eğdim. Buyur Allah'ım!
Senin yaratıcılığında, yaşatıcılığında, yasa koyuculuğunda hiç bir ortağın yoktur. Bütün varlıklar senindir. Övgüler/ibadetler sanadır.
Tüm nimetler de sendedir. Sen'in hiç bir ortağın yoktur Allah'ım!"


* * *
SORULARINIZ VE CEVAPLARI
* KURBAN İBADETİ İSLÂM DİNİ İLE Mİ BAŞLADI? DİĞER DİNLER VE KÜLTÜRLERDE DE KURBAN İBADETİ VAR MIDIR?
İslâm dini Hz. İbrahim, Hz. Musa ve Hz. İsa dahil Hz. Âdem'den Hz.Muhammed'e kadar Allah tarafından insanlığa gönderilmiş on binlerce Peygamberin tebliğ ettiği dinin ortak adıdır. Hz. Muhammed (S.A.V) bu dinin son ve evrensel kılınan Peygamberidir. Onun tarafından tebliğ edilen/iletilen Kur'ân da bu dinin son ilâhi kitabıdır. Kur'ân'ın açıklamasına göre, yeryüzünün bütün toplumlarına Peygamber gönderilmiştir. Peygamber gönderilen toplumlara da kurban kesme ibadeti emredilmiştir. Bu gerçek Kur'ân-ı Kerîm'de şöylece açıklanmaktadır: "Biz her bir ümmete, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurban kesmeye uygun hayvanlardan kurban keserken O'nun adını zikretsinler diye kurban kesme ibadetini meşru kıldık/görev olarak yükledik. Sizin ilahınız tek bir ilahtır, O'na teslim olun. (Ey Peygamber!) Teslim olmuş o mütevazı kulları müjdele."(Hac 34) Peygamberlerin ortak tebliği olan ve Hz. Muhammed (S.A.V) çağı öncesinde bütün dünyayaya yayılmış bulunan İslâm'dan sapmış tüm inanç sistemlerinde ve onların etkisiyle yerel kültürlerde kurbanın izleri ve uygulamaları görülmektedir. Ancak orijinal yapısı ve özelliklerini yitirmiş olan kurban ibadeti, çeşitlendirilmiştir. Bazı toplumlarda çocukların ve esirlerin kurban edilmesi şekline büründürülerek Allah'a ortak koşma eylemine dönüştürülmüştür. Sosyal dayanışma özelliğini de yitirmiştir. Yüce Allah bu ibadeti, Kur'ân'la yeniden bildirmiş, nasıl yapılacağını da Hz. Muhammed'le örneklendirmiştir.

* KURBAN KESMENİN AMACI NEDİR?
Kurban kesmenin amacı, yaratıcımız olan Allah'a şükredici kul olmaktır. Yüce Rabbimiz, yer yüzündeki küçük büyük bütün hayvanları biz insanlar için yaratmıştır. Onlardan doğrudan ve dolaylı olarak yararlanmaktayız. En fazla faydalandıklarımız da küçük ve büyükbaş dediğimiz deve, sığır, koyun ve keçi cinsleridir. Rabbimiz bize, verdiği nimetlerden ötürü şükredici kullar olmamızı emretmektedir.O'na şükredici kul olabilmek için nimetleri O'ndan bilmek ve verilen nimetlerden vermek gerekir. Hayvanlar özelinde şükredici olabilmek için de onlardan zekât ve ödünç verme yanısıra kurban keserek bir kısmını olsun çevremize dağıtmak gerekmektedir. Kurbanda amacın Allah'a şükretmek olduğu Kur'ân'da birçok âyette açıklanmaktadır. Biz burada, kurbanla ilişkili bir âyet olan Hac sûresinin 34. âyetini sunmakla yetiniyoruz:
"Olgunlaştıklarında kurban edeceğiniz hayvanları da Allah'ı hatırlatan sembollerden kıldık.O hayvanlarda sizin pek çok faydalar vardır. Kesim için sıraya dizildiklerinde onları Allah'ın adını anarak kurban edin. Can verdiklerinde onların etlerinden yiyin. İhtiyacını arzeden ve edemeyen yoksullara da yedirin. Faydalanmanız amacıyla bu hayvanları yönetiminize vermemiz şükredici kullar olmanız içindir."