F.Bahçe 2. devreye fırtına gibi başlayınca tamam dedik; Yazımızın başlığı belli oldu. "İki ayrı 45 dakika, 2 ayrı Fenerbahçe" Ama bu güzel başlangıç 15 dakikaya yayılıp sonra sona erince başlığımızı 'mağlubiyeti hakeden Fenerbahçe' olarak değiştirmemiz gerekliydi.
Çünkü ilk devre sahada hiç yoktular.
İkinci devrede biraz ayakta kalan Sow ile Kuyt'ı da dahil ederek bu yarıda kimseye şu iyi oynadı diyemeyiz.
Antalya ise tam tersi ne yaptığını bilen derli toplu oynayan asla 'Çanakkale geçilmez' zihniyetinde olmayan ilerideki Tita, Isaac ve Diarra gibi topla çok iyi oynayan futbolcularını kullanan bir takım olarak F.Bahçe'yi sürklase etti.
Bunu da Diarra'nın karşısında yokları oynayan ve belki de futbol hayatının en kötü oyununu ortaya koyan Bekir-Serdar ikilisi kadar Isaac karşısında tutunamayan Hasan Ali'nin kötü oyunlarının katkısı çok büyüktü.
ANTALYA 3 PUANI HAKETTİ
Dünya yıldızı Krasic, rakibini bir kere bile ekarte edemeden çıktığı dakikaya kadar yokları oynayan bir başka isimdi. Eee bu kadar yoklar karşısında iyi ve diri Antalya'nın galibiyetine şaşırmamak gerek. 2. devreye Fenerbahçe çıkarken gördüğümüz manzara şaşırtıcıydı çünkü bu kadar kötü oynayan takımda hiçbir değişiklik yapılmamıştı.
Ama oyun başlayınca gördük ki mükemmel bir pres girilen pozisyonlar ve rakiben nefes aldırmayan Fenerbahçe...
Demek ki bu sefer 'Kocaman'ın bir bildiği varmış' dedik.
Hatta Sow'un direkten dönen topu gol olsa farklı şeyler yazabilirdik.
GİDİŞAT HİÇ DE İYİ DEĞİL!
Bu parlayış saman alevi gibi sönüp 3. golü yiyence artık yapacak birşey kalmadı. O gol o dakikada yenmez.
Yense yense 90 artı 5'te yenir. Kimse de bişe ydemez. Ancak o dakikada aiece rakip kaleye gidebilirsiniz. Neyse son 2 maçtır kötü oynamasına rağmen skorlarla avunan F.Bahçe, o skorlarla dertlerini kapatıyordu ama şimdi "kral çıplak!" Belki de bu mağlubiyet eğer önlemleri almaya zorlayacaksa hayırlı da olacaktır. Ama bu önlemlerin mutlaka alınması şartıyla yoksa gidiyat iyi değil.