3 Temmuz'dan bu yana birçok badirelere uğrayan bu takma yetmiyormuş gibi son dakikada itiraz bile etme hakkı tanımadan
Emre'yi cezalandırmaları, yine tam maç günü 'kararları bugün, hadi olmadı yarın açıklayacağız' demeçleri, Alex,
Emre Sow gibi skora direkt etki edecek futbolcuların olmasına rağmen bu takım, hala direniyorsa sahadaki cengaverlere saygı ve selam durmak gerekir. Ama dünkü maç için ben ilk alkışlarımı
Aykut Kocaman'a gönderiyorum. Kazanması gereken 'gitti gidiyor' denen maça öyle hamleler yaptı ki maçı geri döndüren adam oldu.
Bienvenu ile forveti çiftlemesi
Topuz'u çıkarıp Dia'yı alması,
Semih-Özer değişikliği tamamen ofansif yapıya bürünmesi bir cesaret örneğiydi. Açık alanları çok daha iyi kulanacak futbolculara
(Portekizliler'e) sahip olan
Beşiktaş'ın attığı gole kadar çerçeveyi bulan topu yoktu. Ceza sahasına kadar mücadele ede ede, iyi şekilde gelen
Fenerbahçe pozisyon üretmekte güçlük çektiyse bunu
Alex'sizliğine borçludur. Ve bu
Alex'in ne kadar önemli oyuncu olduğunun en önemli kanıdır. Sıkışan oyunda düğüm ölü toplardan çözülecekti.
HELAL OLSUN VOLKAN DEMİREL!
Öyle de oldu. Atılan 3 topun 3'ü de duran topların eseriydi.
Fenerbahçe'de tüm futbolcular yüreklerini koyup oynuyorlar, bunların arasına
Bekir, Yobo ve
Stoch'u yukarı çıkarıyorum ama
Volkan'a ayrı parantez açıyorum. 'Sahada kalsam da oynarım' diyordu, gerçekten öyleymiş.
Volkan'ı
Fenerliler boşuna bağırlarına basmamış. '
Helal olsun'dan başka diyecek bir şeyimiz yok.