Tarihi 20 Mart 2023

HÜDAPAR ve muhafazakar seçmen

HÜDAPAR'ın Cumhur İttifakı'na destek açıklamasından sonra yaşananlar ülkemizde siyasal pozisyonlar ve seçmen tabanları hakkında oldukça kıymetli şeyler söylüyor. MHP tabanı beklenildiği şekilde Kürt kimliği ön planda olan bir aktörün Cumhur İttifakı'na katılmasına mesafeli yaklaşıyor. Ancak konunun gündeme gelmiş olması bile kaçınılmaz olarak bazı yargıların sorgulanmasını beraberinde getirdi. Öncesinde HÜDAPAR'ı "PKK'nın İslamcı versiyonu" olarak tanıyan MHP'liler HÜDAPAR hakkındaki gerçeğin çok daha karmaşık olduğunu fark etmeye başladı. Şüphesiz dünden bugüne parti hakkındaki yargılarını değiştirmelerini beklemek hem fazlaca iyimser hem de haksız olur. Ancak HÜDAPAR'ın bildiklerinden çok daha farklı bir dinamiğe oturduğunu fark ettikleri de aşikar.

Gelelim AK Parti'nin muhafazakar tabanına... O kısımda HÜDAPAR'la ilgili kafalar çok daha karışık. Partinin müslüman hassasiyetleri birçok kişide sempati oluşturuyor. Kürt, PKK karşıtı ve Müslüman bir aktör başlarda oldukça cazip geliyor. Ancak akılları karıştıran bir Hizbullah geçmişi var. Hizbullah hem ülkenin geride kalan kontragerilla yapıları ile ilişkisi hem de şiddeti bir mücadele aracı olarak benimsemesi nedeni ile bugünün HÜDAPAR'ına bakışta büyük bir çeldirici. Türkiye'de muhafazakar siyasetin hiçbir zaman devletin derin yapıları ile arası hoş olmadı. Bunun yanında şiddet 1980 öncesinde solcuların başlattığı anarşi ve sokak terörü ortamında dahi muhafazakarlar için bir seçenek olmadı. Solun şiddetine karşı kendilerini savunmak için dahi sokağa ve şiddete bulaşmadılar. Denilebilir ki HÜDAPAR'ın muhafazakarların tarihsel iki kırmızı çizgisiyle bir zamanlar bir arada olmuş olma ihtimali yeterince kafa karıştırıcı.

Bunun yanında güncel siyaset yönüyle de bir sorgulama devam ediyor. Herkes ister istemez HÜDAPAR'ın gerçekten dişe dokunur bir oy katkısının olup olmayacağını sorguluyor. Partinin daha önceki seçimlerde aldığı oylar herkesin malumu. Ancak bazıları CHP ile HDP'nin yakınlaşmanın ötesinde aynileştiği bir ortamda ortalama Kürt seçmen açısından HÜDAPAR'ın Cumhur ittifakına dahil olmasının önemli olduğunu söylüyor. Keza partinin saha hakimiyetinin hem propaganda hem de sandık güvenliği sürecinde katkı vereceğini söyleyenler var - ki bunun en az katıldığım görüş olduğunu ifade etmeliyim.

Günün sonunda HÜDAPAR'ın daha fazla görünür ve konuşulur olması başlı başına bir kazanım. Haklı şüpheler devam edecektir. Bunun yanında HÜDAPAR da eğer Hizbullah'la bir bağının olmadığına, Kürt kimliği konusunda ayrılıkçılıktan fersah fersah uzakta bir yerde durduğuna genel seçmen kitlesini ikna edebilirse süreçten kazançlı çıkacaktır.

Tüm bu tartışmalar başka bir yönüyle Türkiye'de muhafazakar tabanın fikri ve siyasi canlılığını da gösteriyor. Muhalefetin Tayyip Erdoğan'ı devirmek için her şeyi mübah saydığı, dün övgüler düzdükleri Akşener'in üstüne bugün kendi ifadeleri ile "sifon çektikleri", bir önceki seçimde cumhurbaşkanı adayları olan Muharrem İnce'nin bugün de iddiasını devam ettirmesi üzerine "kadın tacizcisi" olduğunu fark ettikleri, HDP'yi HDP'lilerden fazla savunmaya başladıkları bir ortamda, muhafazakar tabanın sorgulaması, eleştirmesi, aklına yatmayanları kamusal olarak dile getirmesi, bazı adımlara kuşku ile yaklaşması oldukça sevindirici. AK Parti neden 20 yıldır kazanıyor sorusuna bir de bu açıdan cevap verilebilir. 20 yılın sonunda dahi tabanı siyasi ve fikri olarak bu kadar canlı bir hareketin kazanmaya devam etmesi hiç de sürpriz olmaz!