Tarihi 9 Aralık 2022

Siz hangi gençlere bakıyorsunuz?

İLK mektep yıllarından beri duyduğumuz bir klişedir. Türkiye'nin jeopolitik konumu ve genç nüfusu ülkemizin en önemli avantajları arasında zikredilir. Bu iki kavramı duyarız ama tam olarak ne işe yaradıklarını daha güçlü ve müreffeh bir ülke olmamıza nasıl katkı sağladıklarını kestiremeyiz. Gerçi son yıllarda jeopolitik konumun ne işe yaradığını göre göre öğrendik. Güney sınırımızdaki Suriye iç savaşı, Ortadoğu'nun istikrarsızlığı, Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz kaynakları, Libya'daki kriz, ülkemizden geçen ve geçmesi planlanan petrol ve doğalgaz boru hatları ve nihayetinde Rusya-Ukrayna Savaşı bir ülkenin hiçbir şey yapmasa bile sadece bulunduğu konum nedeni ile ne tür avantajlar sağlayabileceğini ya da ne tür bedeller ödemek zorunda kalabileceğini gösterdi.
Genç nüfusun öneminin şimdiye kadar aynı derece kavrandığını söylemek maalesef güç. Genç nüfus denilince çoğumuzun aklına "ucuz iş gücü" geliyor.
Gençlerin iş bulmak için çabaladığı, birbiri ile yarıştığı ve dolayısı ile tecrübesiz "ucuz işgücünü" oluşturdukları anlayış hem onlara yapılan ciddi bir haksızlık hem de ülke adına ciddi bir beşerî kaynak israfı. Bakış açısının komple değişmesi gerekiyor. Ülkenin, gençleri yetiştirmek, ilgi ve yeteneklerine uygun alanlara sevk etmek, mesleki ve profesyonel olarak daha donanımlı bireyler haline getirmek gibi bir ajandasının olması gerekiyor.
Çok şükür Türkiye'de son yıllarda bu tablo olumlu yönde değişiyor. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle birlikte yeniden organize olan devlet bu alana daha yakından bakmaya başladı. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulan İnsan Kaynakları Ofisi konunun doğrudan muhatabı. Kamuda tüm işe alımların hakkaniyetli gerçekleştirilmesi, üniversite kariyer merkezlerinin daha etkili hale gelmesi, farklı alanlardaki yetenekli gençlerin keşfedilmesi, Türkiye'nin kariyer haritasının çıkartılması gibi birbirinden önemli çalışmalara imza atıyorlar. Onlarca çalışma ve yürütülen projeler arasından sadece yakın zamanda gerçekleşen bir tanesinden bahsetmek bile yapılan işin önem ve büyüklüğünü anlatmaya yeter.
5-6 Aralık tarihlerinde İstanbul HR Forum gerçekleştirildi. Etkinliğe birçok uluslararası kurum temsilcisi, özel sektörden insan kaynakları profesyonelleri, kamu kurumlarının personel müdürleri, üniversite yöneticileri ve akademisyenler katıldı. Ve tabii en önemlisi geçlerimiz de katılarak ayaklarına kadar gelmiş olan uzmanları dinlediler, kendi kariyerlerini oluşturmak konusunda tavsiyeler aldılar.
Z kuşağı gibi sosyolojik hiçbir temeli olmayan saçma sapan kavramsallaştırmalar gençlerimizi bir felakete sürüklemek istiyor. Sorumsuzluk, ciddiyetsizlik, donanımsızlık, tembellik, bitmeyen şuursuz eğlence, düşünce fakirliği "Z kuşağı böyle" denilerek sevimli gösterilmeye çalışılıyor.
Türkiye'nin gençleri, yani sadece yaş itibari ile genç olanlar değil fakat ülkenin yarınlarının sorumluluklarını almaya layık ve ehil gençler, tüm bu safsatalar ile değil kendilerini daha donanımlı, bilgili, çalışkan, yenilikçi, özgürlükçü, sorumluluk sahibi, geniş ufuklu olarak yetiştirmekle meşgul oluyor. Her şey madalyonun hangi yüzüne baktığımız ve neye talip olduğumuzla alakalı. İyi de kötü de bir arada...