Tarihi 12 Eylül 2022

Altılı masanın yapısal krizi

GÖRÜNÜŞTE muhalefetin 6'lı masasında işler yolunda gitmiyor. Bir CHP'li çıkıyor, 'HDP'ye bakanlık verilebilir' diyor. HDP kendilerine dönüp 'o sıralarda bizim sayemizde oturuyorsunuz' dediğinde suspus olmayı tercih eden İYİ Parti milletvekilleri, nedense CHP'li Gürsel Tekin'in bakanlık açıklamasına çok bozuluyor.
Hepsi bir ağızdan Tekin'e cevap veriyor. Derken eski CHP Milletvekili Barış Yarkadaş alıyor sazı eline. CHP-İYİ Parti- HDP'nin ballı, kaymaklı, bol sıfırlı ihale ortaklığını anlatmaya başlıyor.
Bu kadarı ile yetinirseniz, hikaye bu kadar. Ama bir de arka planı var. Önemli olan da arka planda yaşananlar.
Bugünkü krize neden olan olay, açıklama, konuşan isimler değişebilir. Ama esas olan 6'lı masanın arka planındaki kaos ve kriz gerçekliğidir. Konuşanlar lafını tartarak biçerek söylese hatta herkes sussa dahi 6'lı masa kriz oluşturacak. Çünkü 6'lı masayı oluşturan hemen her partinin ve partilerin içindeki farklı kliklerin kafasında farklı adaylık senaryoları var.
Herhalde bir tek CHP içindeki Kılıçdaroğlu'cu kanat cumhurbaşkanlığı seçimlerine tek ve ortak aday ile gidilmesini istiyor. Tabii ki o tek adayın Kemal Kılıçdaroğlu olması şartıyla. Diğer partiler ve parti içi klikler görünürde ne söylerse söylesinler seçime çoklu adayla gidebilmek için çabalıyorlar.
Çünkü Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemindeki iki turlu seçimler seçmeni partilerin boyunduruğundan kurtararak daha özgür oy verme imkânı sağlıyor.
Milli hassasiyetleri yüksek, vatanperver bir CHP'liyi düşünelim. Şüphesiz partisinin HDP'yle yakınlaşmasından ve genel olarak Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi başkalaştırmasından oldukça rahatsızdır. Bu seçmen kendisine pompalanan Erdoğan karşıtlığından dolayı 2023 seçimlerinde, Kılıçdaroğlu'nun söylemi ile "tıpış tıpış" CHP'ye oy verecek. Erdoğan güçlenmesin, partim muhalefette güçlü olsun düşünceleri temel motivasyonu olacak. Eğer 6'lı masa bir ortak ve tek aday çıkartabilirse aday kim olursa olsun "tıpış tıpış" ona da oy verecek. Ancak çoklu aday çıkarsa seçme şansı olacak.
Pekâlâ ilk turda Erdoğan'ın karşısında olan ama kendisini daha fazla temsil eden bir adaya oy verme şansı olacak. Kim bilir belki ittifakın dışından bir isme mesela Muharrem İnce'ye oy verebilir. İkinci turda da kim varsa ona oy kullanır(– tabi seçim ikinci tura kalırsa). Kalmazsa da ikinci tura kalmayan seçim, aday stratejisi ne olursa olsun, zaten kaybedilmiştir! Ama en azından ilk turda "stratejik" davranmak zorunluluğu olmadan gönül rahatlığı ile oy kullanabilir.
6'lı masayı ve 6'lı masadaki partileri domine eden kadrolar da bu gerçeğin farkında. Zaten bu nedenle ortak aday için bu kadar ısrar ediyorlar. 6'lı masayı oluşturan partilerdeki merkezkaç klikler de bu nedenle ortak aday projesini baltalamaya çalışıyorlar. Kriz demek, onlar için, fırsat demek. Eğer bir kriz çıkarsa kendi adayları da çoklu adayların arasındaki yerini alabilir. Seçim ikinci tura kalırsa Tayyip Erdoğan'dan sonra en çok oy alan aday olarak tabiatıyla ortak adaya dönüşebilir.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ve seçim usulünün vermiş olduğu temsilde adalet ve çeşitlilik imkanı 6'lı masanın dominant güçlerini zorluyor.
Sistemin sağlamış olduğu çeşitlilik, partilerdeki hiyerarşik ve baskıcı yapıları yıkabilir...
Mesele tam olarak budur.
Tam da bu nedenle seçime doğru gittikçe irili ufaklı krizlerin sayısı artacak. Belki de 6'lı masa zoraki ya da gönüllü olarak çoklu aday stratejisine dönecek!