Tarihi 20 Nisan 2022

Çok Eğleneceğiz, Çok

CHP'nin başını çektiği muhalefet partilerinin her zamanki gibi "bu seçim artık kazanıyoruz" propagandası yapıp, erken seçim diye tutturması AK Parti seçmeninde kısa da olsa "acaba bu seçim kaybedebilir miyiz?" kaygısı doğurdu. 20 yıldır iktidarda olmanın doğal olarak beraberinde getirdiği bir tereddüt oluşuyor. Öyle anlaşılıyor ki yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinin kaybedilmesi, AK Parti'den istifa eden isimlerin yeni partiler kurması AK Parti seçmenindeki kaygıyı bu sefer arttırdı. En başından beri bu kaygının ne kadar yüksek olursa olsun seçim tarihi yaklaştıkça azalacağını ve yerini tekrar güvene bırakacağını düşündüm. Şimdi gözlemlediğim manzara tam olarak bu. AK Parti seçmeni kazanacağına tekrar inanmış durumda. 2023'ün zor bir seçim olacağını biliyor. Pandemi ve sonrasında patlak veren Rusya-Ukrayna savaşının ekonomide yarattığı problemlerin farkında. Yüksek enflasyonun seçmenin tepkisini çektiğini gözlemliyor. Ancak buna rağmen partisinin ve adayının 2023 seçimlerini kazanacağına olan inancı artmış durumda.

AK Parti cephesinde bunlar olurken başını CHP'nin çektiği muhalefet cephesi ise adeta serbest düşüşe geçti. Muhalefet hem kendi destekçileri hem de görece bağımsız gözlemciler tarafından hep ajandasız olmakla eleştirildi. Seçmenin AK Parti'den kopsa bile - ki katıldığım bir önerme değil- muhalefete gitmediği çünkü seçmenin muhalefetin önüne net bir ajanda ve program koyamadığı söylendi. Şimdi çok daha açık gözüküyor; muhalefet sadece seçmenin önüne koyacağı program ve ajanda konusunda sıkıntı yaşamıyor, ittifak organizasyonu konusunda da büyük bir belirsizlik ve plansızlık var. Demokrat Parti genel başkanı Davutoğlu ve Babacan'ın yüzüne kapıyı kapatan bir açıklama yapıyor. Onun yankısı sürerken Karamollaoğlu üstelik bunu ilke defa burada açıklıyorum diyerek ittifak içerisinde üçüncü bir ittifak kurulabilir, diyor. En şaşılacak kısım ise bunu ilk defa burada açıklıyorum diyen Karamollaoğlu'nun ertesi gün bu lafları AK Parti fitne sokmak için ortaya atıyor, açıklaması oldu. Kılıçdaroğlu, bunların hepsini oturup konuşuruz derken, kendisinin başdanışmanı Erdoğan Toprak lafı dolandırıp dolandırıp İmamoğlu ve Yavaş'ın liyakatsiz olduğunu söyleyen bir mülakat veriyor. Dediğine göre Macaristan'da muhalefet liyakatsiz bir belediye başkanını aday göstermiş ve onun için kaybetmişler. Gerisini de siz anlayın demeye getiriyor!

Bu trend devam ederse çok daha fazlasını göreceğiz. Öyle anlaşılıyor ki 6+1 ittifakı "başka bir seçeneğimiz yok" diyerek bir araya gelmişler. Kurdukları ittifakın cumhurbaşkanı seçimleri ile sınırlı mı olacağına ya da milletvekili seçimlerini de mi kapsayacağına karar vermemişler. Geçtim adayın ismini, nasıl bir profili cumhurbaşkanı adayı yapmak istediklerini konuşmamışlar. Her biri kendisini ittifakın geleceği açısından vazgeçilmez görmüş ve muhataplarının tam da bu nedenle tüm taleplerini yerine getireceğini düşünmüş. Nasıl olsa seçim yaklaşınca masanın dağılması ihtimalini göze alamadıkları için benim de taleplerimi kabul ederler, düşüncesi ile bir araya gelmişler. Şimdi de masa etrafında toplandıkça bu meseleleri konuşmak yerine "şöyle yeneceğiz, böyle iyiyiz, mükemmel gidiyoruz" diyerek birbirlerini pohpohluyorlar. Aksi halde masada konuşmaları gereken meseleleri medya üzerinden konuşmazlardı.

6+1 ittifakı bu saaten sonra kolay kolay dağılmaz. Birbirlerine fazlaca bel bağladılar ve kendi alternatiflerini tükettiler. Ancak öyle anlaşılıyor ki bizi çok şenlikli günler bekliyor. Seçim yaklaştıkça AK Parti moral üstünlüğü ele geçirmeye devam edecek. Muhalif ittifak bir yandan gerçeklerle bir miktar daha fazla yüzleşecek diğer yandan da "nasıl olsa bana mecburlar" diyerek çözmedikleri sorunlar tekrar tekrar masaya gelecek. Bakalım daha neler göreceğiz, neler…