Tarihi 1 Nisan 2022

Seçim Yaklaşınca Belli Olur

Hemen her gün bir kamuoyu araştırması yayınlanıyor. Araştırmaların Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'nin seçemen nezdindeki desteğinin arttığını söylüyor. Dahası gözlemciler ve yorumcular da benzer bir eğilimden bahsediyorlar. Genelde AK Parti'nin "toparlandığını" söylüyorlar. Sebep olarak da Rusya-Ukrayna arasındaki savaş gösteriliyor. Savaş Türkiye'nin ne kadar merkezi ve kilit bir ülke olduğunu gösterdi. Ülkemiz attığı başarılı adımlarla hem savaşın bize etkisini en aza indirdi hem de tüm dünyanın barış için umut bağladığı ülke oldu. Ve tabiiki işin içinde liderlik de var. Erdoğan başarılı dış politikanın kurucusu olarak takdir ediliyor. Seçmen ayrıca kriz dönemlerinde popstarvari, reklam, tanıtım, PR, pazarlama ile kendinden söz ettirmeye çalışan liderlere değil fırtınalı denizde gemiyi batırmadan yürütecek bilgili ve deneyimli kaptanlara güveniyor.

Hülasa AK Parti "toparlanıyor" diyorlar. Ancak "toparlanma" lafına ufak bir şerh düşelim. Seçmenin önemli bir kısmı AK Parti'den umudunu kesmiş dolayısı ile AK Parti "dağılmış" ve şimdi o seçmeni geri kazanıyor ve "toparlanıyor" olarak algılamamak lazım. Siyasette muhalefete ve iktidara verilen desteğin tabiatı birbirinden farklıdır. İktidar icraat makamı olduğu için devamlı çalışmak zorunda. Ayda yılda bir değil sürekli vitrinde olan, her hareketi yapıp ettiği takip edilen iktidardır. Türkiye kendi halinde, küçük, çok fazla meselesi olmayan bir ülke değil. Canlı, dinamik, büyük bir ülke ve oldukça netameli meseleleri var. Hem içeride hem de dışarıda devamlı yoğun bir gündeme sahip. İktidarın el atmak zorunda olduğu yüzlerce sorun var. Karmaşık bir denklem var ortada ve bu denklemin herkesi memnun eden bir çözümü de yok. Doğruları yapmak seçmen için her zaman yeterli olmuyor. Bir kesimi memnun eden doğru, diğerlerini kaçınılmaz olarak rahatsız ediyor.

Dolayısı ile her şey doğru yapılsa bile iktidar olmanın yıpratıcı bir maliyeti var. Seçmen tabiatı gereği iktidardan beklenti içinde olduğu için zamanla mutsuz, kırgın ve bazen öfkeli olabiliyor. Kendisini ilgilendiren spesifik bir meseledeki politikalardan memnun olmadığı için o mesele özelinde iktidara desteğini geri çekebiliyor veya eleştirel yakalaşabiliyor. Ama bunun karşılığı muhalefeti tercih etmek olmuyor. Tekil meselelerde rahatsızlık olsa da genel değerlendirmede iktidardan memnun olmaya, çokça eleştirse hatta oy vermeyeceğini söylese bile seçim günü oy vermeye devam ediyor. Bunu aile içerisindeki sorunlara benzetebiliriz. Bazen herhangi bir aile ferdinden şikayetçi oluruz. Hatta münakaşa bile ederiz. Ancak onunla akrabalık ilişkimizi, dayanışmamızı sonlandırmayız. Seçmen de böyle; tabiatı gereği iktidardan memnuniyetsizlik beyan edebilir, kızabilir, eleştirebilir ama bağını kopartmaz ve tercihini değiştirmez.

İşte bugün kamuoyu araştırmalarının AK Parti "toparlanıyor" dediği durum da böyle. Dağılmamıştı ki toparlansın. Oyu düşmemişti ki artsın! Ancak rahatsız, kırgın, küskün bir AK Partili seçemen kesimi doğal olarak vardı ve olacaktır. Ancak onlar da savaş şartlarının etkisi ile kırgınlıkları, şikayetleri bir kenara bırakarak esas kararlarındaki ısrarlarını beyan ediyorlar. Seçim biraz daha yaklaşsın, hele bir de kampanya başlasın... Esas o zaman kimin dağıldığı, kimin toparlandığı belli olacak!