Tarihi 7 Mayıs 2021

Siyaset kelliğe çözüm bulmak zorundadır!

SON yazımda muhalefetin Türkiye'nin karşı karşıya olduğu dış politika meselelerinde bir vizyona sahip olmadığını anlattım. Yazının yayınlanmasına müteakip bir ahbabım telefonla aradı.
Havadan sudan konuştuktan sonra meseleyi son yazıya getirdi ve gülerek "Hocam, muhalefetin dış politika vizyonu yok diyorsun da acaba herhangi bir konuda vizyonu var mı?" diye sordu.
Bolca iğneleme ve espri içeren bu soru aslında çok önemli bir gerçeğe karşılık geliyor. Erdoğan'ı yenmek isteyen, hepsi siyasi yelpazenin farklı köşelerinden bir araya gelmiş olan partiler Türkiye'ye ve Türk insanına ne vaad ediyor? Daha fazla maaş, daha iyi iş, daha büyük evler, daha lüks arabalar, daha fazla sosyal yardım, daha az vergi, daha kaliteli sağlık hizmeti, daha iyi eğitim, daha hızlı internet...
Aslını isterseniz hepsi ve daha fazlası.
Aklınıza gelebilecek her şeyi ama her şeyi vaad ediyorlar. Emin olun saçı olmayan vatandaşlarımız sosyal medya üzerinden örgütlenseler ve bir kaç akşam sosyal medya mecralarında #kelliğeçözüm etiketi açsalar, ertesi gün muhalefet sözcüleri kelliğe çözüm vaad etmeye başlar.
Vaatlerin birbiri ile alakalı, mümkün, belli bir program dahilinde hayata geçirilebilir, tutarlı ve karşılıklı olmasına gerek yok. Mesela, aynı anda, hem ülke genelindeki yap-işlet-devret modeli ile yapılmış tüm yatırımları bir gecede kamusallaştırmayı hem de serbest piyasa şartlarına harfiyen uyarak yabancı sermayeyi ülkeye çekmeyi vaad edebiliyorlar.
İlkini yaparsanız hukukun özel mülkiyeti korumadığı zorba bir sosyalist devlet olursunuz. İkincisini yaparsanız da kapitalist pazara eklenmiş bir devlet olursunuz. İkisinden birini seçebilirsiniz ama aynı anda iki birden olamazsınız. Ama muhalefet ikisini de vaad ediyor.
Alabildiğine sorumsuz ve ucuzun ucuzu bir popülizmle karşı karşıyayız.
Ve tabii oldukça fazla ahlaki erozyonla. Çünkü bu kadar şeyi peş peşe söylemek için bolca yalan ve kızarmayan yüz gerekiyor. Peki başarılı olabilirler mi? Ucuz popülizm ve yalan seçim kazanabilir mi? İnsan kolayca olmaz diyemiyor.
Çünkü önümüzde İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi bir örnek var. Ucuz popülizmin, yalanın, ajans kurgularının nasıl seçim kazanabildiğini ve neticesindeki yıkımı görebiliyoruz!