Tarihi 27 Nisan 2020

Mecburen susanlar

TÜM dünya Türkiye'nin salgınla mücadeledeki başarısını konuşuyor. Sağlık altyapısının güçlü olduğu, bu sayede yoğunluktan dolayı hastanelerimiz hizmet veremez duruma gelmeden salgını kontrol altına aldığımız anlatılıyor.
ABD, İsveç, Almanya hastalara "yer yok sakın hastaneye gelmeyin" derken, ülkemizin Sağlık Bakanı'nın "hastanelerimizde yoğunluk yok. Belirtileri gösteren tüm vatandaşlarımız vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvursun" açıklaması Türkiye'nin başarısını özetliyor.
Dünyanın Türkiye'nin başarısını konuşması bir yana CHP bile biraz da olsa bu başarıyı görmüşe benziyor. Kılıçdaroğlu Sağlık Bakanı'na başarısız demekten kaçınıyor. Başarılı demiyor ama başarısız da demiyor. Dahası şehir hastanelerine karşı olmadıklarını bile açıkladı. Gerçi geçmişte bu hastaneleri dillerine dolamışlardı ama bugün "biz bu hastanelere karşı çıkmadık" diyerek ağız değiştirdi. "Bu başarı Cumhuriyet'in başarısıdır", "Çin'den gelen test kitlerinin parasını Atatürk ödedi" gibi umutsuz çırpınmalar aslında AK Parti'nin kurduğu sağlık altyapısının başarısını mecburen kabul etmektir.
Bu başarıyı görüp susanlar var bir de, susmak zorunda kalanlar.
Salgının başından beri felaket tablosu çizen sözde bilim insanları.
Yanlış anlaşılmasın, meselenin ciddiyetini anlatmak için karamsar tablo çizenlere, dikkatli olmamızı isteyenlere, alarm zillerini çalarak toplumu ikaz edenlere değil sözüm.
İlacımız yok, acil servis doldu, solunum cihazı kalmadı, vaka sayısı katlanarak büyüyor, İtalya'dan bile kötü durumdayız, mutlaka sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli, gerçek rakamlar toplumdan saklanıyor, bilim kurulu gerçekleri topluma açıklasın ya da istifa etsin saçmalıklarını tekrarlayanları hatırlatmak istiyorum.
Şimdiye kadar üç bine yakın insanımızın canını almış bir salgın üzerinden bile siyaset yapmaya gayret eden, işler kötü gidince hükümeti ne de güzel eleştiririz diye ellerini ovuşturanlar yok muydu zannediyorsunuz? Sayıları o kadar çok ki. Her gün en kötü senaryoyla ilgili rakamları paylaşıyorlardı. Böyle giderse haftaya yeni vaka sayımız beş katına çıkacak, diyorlardı.
İstanbul'da toplu mezar açıldı, yalanları atıyorlardı.
Şimdi hepsi sustu. Ne akıllandılar ne yola geldiler, ne de salgınla mücadelenin başarılı olmasından mutlular. Sadece yalanları tükendi.
Çarpıtacak yeni malzeme, eğip bükecek başka rakamlar bulana kadar mecburen susacaklar.