Okulların tatil edilmesi, kafe ve restoranların kapatılması, sanat ve spor etkinliklerinin durdurulması, seyahat kısıtlamaları gibi tedbirleri ilk vakadan itibaren hızla devreye soktu.
Bugün salgının pençesinde kıvranan İtalya, İspanya ve ABD gibi ülkeler vaka sayıları binlere ulaşmışken bu tedbirleri almadılar. Türkiye bugün onların düştüğü duruma düşmemek için elini çabuk tuttu. Bugün salgın ülkemizde çok şükür kontrolden çıkmadıysa bu tedbirler ve toplumun önemli bir kısmının sosyal mesafeye riayet etmesi sayesinde.
Buna rağmen bir sokağa çıkma yasağı lafıdır gidiyor. Virüsün hızla yayıldığı ve sokağa çıkma yasağı ilan edilmezse kontrolden çıkacağı söyleniyor. Öncelikle bir yanlışı düzeltmek gerekiyor.
Türkiye'de vaka sayısının günden güne artmasının en temel nedeni test sayımızın artması. İki hafta içerisinde günlük test sayımızı 2 binden 20 bine çıkardık. Bu sayede hastalığı belirtisiz veya hafifi belirtilerle geçiren çok sayıda kişiyi tespit ediyoruz. Neticede nispeten hızlı artan vaka sayılarıyla karşı karşıyayız. Vaka sayılarının hızlı artmasına rağmen yoğun bakımdaki hasta sayısı, solunum cihazına bağlanan hasta sayısı ve vefat eden hasta sayısı hızla artmıyor.
Şuan dünya üzerinde vefat oranı Türkiye'den iyi olan tek bir ülke var o da Almanya. Kaldı ki Almanya'nın gerçek vefat sayılarını sakladığı da sıkça dile getirilen bir iddia.
Türkiye adına bir diğer güzel gelişme ise iyileşen hasta sayısının günden güne artması. Tüm bu gelişmeler bize henüz geniş kapsamlı bir sokağa çıkma yasağı ilan edecek durumda olmadığımızı gösteriyor. Kaldı ki sokağa çıkma yasağı isteyenlerin bilmediği veya bilmezlikten geldiği bir gerçek var; dünyada şimdiye kadar hiçbir ülke onların istediği gibi bir sokağa çıkma yasağı ilan etmedi. Bazı şehirlerde veya bölgelerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi ama çalışanlar, markete veya eczaneye gidenler yasaktan muaf tutuldu. Türkiye'de de halihazırdaki durum zaten böyle.
İstedikleri sokağa çıkma yasağı %90'lara varan bir başarı ile zaten Türkiye'de uygulanıyor.
Öte taraftan Allah korusun durum kötüleşirse yani yoğun bakımdaki hasta sayısı, solunum cihazına bağlı hasta sayısı ve vefatlar hızla artmaya başlarsa sokağa çıkma yasağı da ilan edilir. Genel bir sokağa çıkma yasağının çok ciddi sonuçları olur.
Ekonomiye daha büyük bir yük getirir. Hem salgınla mücadelede hem de insanların hayati ihtiyaçlarını gidermek için ihtiyaç duyulan birçok ürün ve hizmette sıkıntılar yaşanır. Üretim durursa markette un, eczaneden ilaç, yoğun bakımda maske bulmak zorlaşır. Daha çok firma iflas eder ve daha çok kişi işsiz kalır. Hiçbir şey insan hayatından kıymetli değil. Gerekirse tüm bu olumsuz yanlarına rağmen sokağa çıkma yasağı ilan edilir. Sadece şuan o kritik aşamanın uzağındayız.
O kritik aşamaya gelmemek de bizim elimizde. Sosyal izolasyon kurallarına uymaya devam edelim, tedbirlerimizi alalım ama "gerçek sayılar toplumdan gizleniyor, vefatlar saklanıyor, süreç kontrolden çıktı" gibi moral bozmak için üretilmiş yalanlara hele ki "sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli" serzenişlerine hiç aldırmayalım.
