Son hamle ise CHP genel başkan Kılıçdaroğlu'ndan geldi. İktidar istihbarat dahil tüm olanakları kullanarak Millet İttifakı'nı dağıtmaya çalışıyor, iddiasını dile getirdi. Her zamanki gibi iddianın altını doldurmadı, boş bıraktı.
Peki ne oluyor? İttifak çatlıyor mu?
Aslında bir şey olduğu yok. Sadece başta İYİ Parti olmak üzere tüm aktörler siyasi toplama-çıkartma yapıyorlar.
Hangi ittifak formülünün, hangi terkibin kendileri için daha karlı olduğunu düşünüyorlar. Üstüne üstlük Babacan'ın ve Davutoğlu'nun da parti kuracağı beklenirken, yeni durum herkes ama herkes için yeni imkanlar da doğuruyor.
İYİ Parti de diğer partiler gibi hesap yapıyor. Genel seçimlerde oyu %9.9'da kalmıştı İYİ Parti'nin. İttifaka dahil olmasa baraj altında kalacaktı.
Acaba İYİ Parti, CHP ile itifak yapmasa milliyetçi tabandan daha fazla oy alıp kendi başına barajı geçebilir miydi?
Bu sorunun cevabını hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Keza CHP ile ittifak yüzünden HDP'nin lekesi bulaştı İYİ Parti üzerine. İYİ Parti'nin hala siyasi yelpazede net bir yere oturamayışı, merkez ile milliyetçilik arasında sıkışıp kalması da ittifakın kaybettirdikleri arasında. Şimdi İYİ Parti CHP ile ittifakın verdiği zararı vermeden barajı geçebilecek oyu alabileceği alternatifleri hesaplıyor.
AK Parti ve MHP ittifakına yanaşırsa oy mu kaybeder yoksa MHP'den oy mu alır? Babacan, Davutoğlu ve Saadet ile üçüncü bir ittifak kursa getirisi götürüsü ne olur? İYİ Parti kendisine daha fazla kazandıran bir ittifak bulabilir mi yoksa kaybettiren CHP ittifakında yer almaya devam mı eder? Bu soruların cevabını vermek için henüz erken. Dolayısıyla İYİ Parti Millet İttifakı'nı terk ediyor demek için de erken. Hele bir CHP'de kurultay süreci tamamlansın. İmamoğlu ve İnce'nin cumhurbaşkanlığı adaylığı için pozisyonlar netleşsin. CHP'li belediyelerin performansı ortaya çıksın. İYİ Parti'nin karar için acele etmesine gerek yok.
Hesap ve pazarlık için vakitleri var.
