ÜZÜLDÜN mü kardeşim?
Yıldın, yoruldun, kırıldın mı?
Haklı taleplerinin yeterince dinlenmediğini düşünüyorsun belki.
Sana küskün diyorlar seçim dönemlerinde. Benimsediği, desteklediği bir parti olan ama istedikleri olmadığı için partisine küsen. Elin başka partiye oy vermeye gitmiyor. Ama şimdiye kadar desteklediğin partiye oy vermek de istemiyorsun.
Oy senin en etkili aracın. Oy vermeyerek sesini duyurmak istiyorsun. "Desteklediğim partiyi karşıma almam. Elimi kırarım da diğerlerine oy vermem. Ama bu seçim bana müsaade" diyerek sevdiğin, desteklediğin partiye de oy vermeyeceksin.
Haklı mısın?
Haklı mısın bilmiyorum ama kimse sana "Haksızsın" diyemez.
Oy senin, tercih senin. İstediğini yapmakta özgürsün. Kimse seni bu tercihinden dolayı kınayamaz.
Başkalarının dediği gibi sana "Koyun, aptal, cahil, eğitimsiz" diyemez. Daha iyisini istiyorsun.
İşin, eğitimin, evin, ulaşımın, sağlık hizmetlerin... Hepsinin, her şeyin daha iyisini istemeye hakkın var.
Ama...
Ama bunlar yüzünden sözünden caymak var mı? "Ben yokum, yola bensiz devam edin" demek olur mu?
Senin haklı rahatsızlıklarını kullanıp, kendilerine şahsi çıkar devşirmek isteyen fitnecilerin tuzağına düşecek misin? Dış kaynaklı ekonomik darbe girişimlerine boyun mu eğeceksin?
Yoksa aklı selim ile hareket edip, eğriyi doğrudan, samimi olanı sahteden, yalanı gerçekten ayırıp ona göre mi karar vereceksin?
Büyük Türkiye yoluna hep beraber çıktık. 15 Temmuz'da "ölümüne, ölümüne" diyerek verdiğimiz söze ne oldu? Beraberliğimiz iyi gün ortaklığı değildi. Öyleyse ufak bir sarsıntıda bozulmamalı. Çıktığımız yolun çileli olduğunu en başından biliyorduk. Zor günler gördük ve belki de daha zor günlerden geçeceğiz.
Hepsinin üstesinden geleceğiz.
Daha büyük, daha mutlu, daha zengin, daha adil bir Türkiye'yi inşa edeceğiz.
Ama sensiz olmaz, İstanbul'suz hiç olmaz.
Küsme kardeşim!