Siyasetçisinden gazetecisine hepsi Afrin'in derdine düştü. Sureti haktan gözükmeyi de ihmal etmiyorlar.
Türkiye'nin meşru güvenlik kaygılarını anlıyoruz diye başlıyorlar cümleye.
Sonra bir "ama" geliyor;
● Anlıyoruz ama müdahalenin ölçülü olması lazım
● Anlıyoruz ama sivillere karşı hassas olunması lazım
● Anlıyoruz ama etnik ayrımcılık yapılmaması lazım
● Anlıyoruz ama Suriye'de daha fazla kaosa yol açmamak lazım
● Anlıyoruz ama DEAŞ'e müdahaleye odaklanmak lazım...
Liste uzuyor gidiyor. "Ama"nın gerçek anlamı ise yok. Aslında "ama"dan sonra söylemek isteyip söyleyemedikleri var;
● Anlıyoruz ama keşke Türkiye kazanmasaydı
● Anlıyoruz ama Türkiye'nin başı beladan kurtulmasın
● Anlıyoruz ama Türkiye güçlenmesin
● Anlıyoruz ama Türkiye sözümüzden çıkmasın Karşılıklı anlayış çok önemli tabi.
Biz de sizi anlıyoruz sevgili batılı dostlarımız;
● Sizi anlıyoruz ama yolumuzdan dönmeyeceğiz
● Sizi anlıyoruz ama tam bağımsızlık hedefinden vazgeçmeyeceğiz
● Sizi anlıyoruz ama boyun eğmeyeceğiz
● Sizi anlıyoruz ama size teslim olmayacağız
● Sizi anlıyoruz ama bu oyunu bozacağız!
PROPAGANDA GERÇEĞİN YERİNİ ALAMAZ
Suriye'de aynı zamanda bir propaganda savaşı devam ediyor.
PYD'ye destek verenler, Türkiye'ye dost gözüküp düşmanlık yapanlar Zeytin Dalı Harekatı'nda sivillerin zarar gördüğünü iddia ediyorlar.
Bu iddiaya karşılık olarak Türkiye Afrin'in ve Rakka'nın harekat sonrası fotoğraflarını yayınlıyor.
Rakka'da karşımıza kelimenin tam anlamı ile yerle bir olmuş bir şehir çıkarken, Afrin'de savaştan mümkün olduğu kadar az etkilenmiş bir şehir görüyoruz.
Bu savaş er ya da geç bitecek.
Sonra Suriye'nin yeniden imarı başlayacak. Rakka'nın yerine yeni bir kent kurulacak. Tarihi dokusunu kaybetmiş, fabrikadan çıkmış gibi seri üretim bir kent. Afrin ise onarılacak.
Büyük kısmı ayakta olan şehrin zarar gören kısımları tamir edilecek. Ve iki şehre yıllar sonra bile bakanlar kimin sivil öldürdüğünü, kimin sivillere karşı hassas davrandığını görecek. Hakikat en iyi propagandadır, kısmen üstü örtülebilir ama ortadan kaldırılamaz.
CEVABI BELLİ SORU
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde en az yüzde altmış oy beklentisi olduğunu hatta bunun yetmişe de çıkabileceğini söylemiş.
Peki aday kim olacak?
