Tarihi 18 Aralık 2017

Gel De İnan

İsrail bir haftadır Filistin topraklarında işkence ve cinayetlere imza atıyor.
İsrail'in suç kataloğunda neler yok ki?
16 yaşındaki bir gencin 20 İsrail askeri tarafından tutuklanması mı dersiniz yoksa darp edilip yerlerde sürüklenen kadınlar mı? Gözaltına alınan down sendromlu bir çocuk da var, iki bacağını başka bir İsrail saldırısında kaybeden ve İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülen engelli de!
Yaşlı, genç, çocuk, kadın ya da engelli olmak fark etmiyor. Gözü dönmüş İsrail askerleri ve polisleri hepsine saldırıyor, darp ediyor, öldürüyor, tutuklayıp işkence ediyor.
Fakat dünya medyası bunların neredeyse hiçbirisini görmüyor, takipçilerine göstermiyor. Türkiye'deki Gezi kalkışmasında sokak şiddetine başvuran çapulculara polisin zorunlu mukabelesini günlerce hatta haftalarca 'Polis orantısız güç kullanıyor' diye sayfalarına taşıdılar. Ama Filistin'den her gün birkaç tane gelen cinayet haberini görmüyorlar, duymuyorlar.
Gel de uluslararası basına inan, gerçeğin peşinde olduklarını düşün, yazıp çizdiklerine itibar et!

REFORMCU PRENS
Batı basınının son günlerde sık sık kullandığı bir ifade de reformcu prens.
Suudi veliaht prensi Muhammed bin Selman'ı kastediyorlar. Malum veliaht prensin batılı devletlerle arası iyi. İslam coğrafyasındaki direniş gruplarını, kişileri, batının çıkarlarına ters hareket eden tüm aktörleri birer birer terörist ilan ederek göze giriyor. Bu yolla ülkesindeki iktidar mücadelesinde elini kuvvetlendirdiği, ABD'nin desteğini aldığı sık sık dile getiriliyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul'da Kudüs konulu olağanüstü toplantısını yaptığı sıralarda, veliaht prens İsrail'den davet almıştı. Şimdi de Filistin meselesinde kalıcı barışa ulaşılırsa İsrail'le tam diplomatik ilişki kurabileceğini söylüyor Suudi Arabistan. Diplomatik ilişki kursunlar, onda bir sakınca yok.
Türkiye zaten halihazırda İsrail ile ilişki içerisinde. Geçmişte ilişkilerin iyi ve kötü olduğu zamanlar da oldu. Ancak tüm İslam dünyası Kudüs meselesine odaklanmışken, İsrail'in işkence ve cinayetleri had safhaya çıkmışken, İslam dünyasında İsrail'e kızgınlık ve öfke artmışken bu açıklama ne ola ki?

CHP'Yİ İZLEMEK LAZIM
Bir süredir kamuoyunun dikkati Kudüs'e yoğunlaştı. Haliyle içerideki gelişmeler gündemin alt sıralarında kalıyor. Ancak bu gündem yoğunluğunda CHP'de neler olup bittiğini es geçmememiz lazım. CHP milletvekili Tuncay Özkan katıldığı bir televizyon programında Muharrem İnce'nin yaklaşmakta olan kurultayda aday olmayacağını açıkladı. İnce zaman geçirmeden sosyal medya hesabı üzerinden Özkan'a tepki gösterdi.
"Böyle bir karar almadım, alırsam bunu açıklamak Özkan'a düşmez" dedi.
Mesele şimdilik Tuncay Özkan'ın geri adım atmasıyla kapandı gibi gözüküyor.
Özkan geri adım atmasına attı ama kazan hala kaynıyor. Çünkü CHP kurultaylar partisidir ve olağan kurultaya birkaç ay kaldı. Herkes, CHP içindeki her klik hesap kitap yapıyor.
Tabii Kılıçdaroğlu da!
Kılıçdaroğlu'nun şimdilik eli rahat.
İl ve ilçe kongrelerini istediği gibi kontrol ediyor, kendisine yakın kişilerin teşkilatlara seçilmesini ve delege olmasını sağlıyor. Herhangi bir il veya ilçe kongresinde işler istediği gibi gitmezse genel başkanlık yetkilerini kullanarak sürece müdahale ediyor; kongreleri erteliyor, iptal ediyor veya yöneticileri görevden alıyor.
Muhaliflerin işi daha zor tabii.
Karşılarında özgürlük ve adaleti ağzından düşürmeyen ama partide muhalif ses bırakmayan bir genel başkan var.

CEVABI BELLİ SORU
İstanbul sermayesi Kılıçdaroğlu'ndan ümidi kesse Kılıçdaroğlu koltuğu bırakmak zorunda kalır mı?