Şehitlerimizi yeterince hatırlıyor muyuz?

Garip bir tesadüf, 10 Kasım aynı zamanda geçen yıl şehit olan Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk'e yapılan hain saldırının yıldönümü.
10 Kasım hakkında bildik tartışmaları yaparken, klişe sözleri dinlerken es geçtik Kaymakam Safitürk'ün şehadetini.
Üzülerek söylüyorum ama 10 Kasım'a denk gelmeseydi de pek bir şey değişmeyecekti.
Terörle mücadelede şehit olan, mukaddes bildiği vatanı için canını feda eyleyen diğerlerini ne kadar hatırladık ki Muhammed Fatih Safitürk'ü hatırlayalım.
Evet, onların kahraman olmaya ihtiyaçları yok. Çünkü onlar İslam şehitleri. Mükafat istemediler, hatırlanmak gibi bir beklentileri yok... Ancak bizim onları hatırlamaya, kahramanlaştırmaya, hatıralarını canlı tutmaya ihtiyacımız var.
Maalesef bu konuda yeterince başarılı değiliz. Vatanı, dini, devleti, milleti, mukaddesatı için gözünü kırpmadan canını verecek insanları yetiştiren bir toplumuz ama arkalarından onları anacak, kahramanlıklarını anlatacak, hatıralarını yaşatacak insanlar yetiştiremiyoruz.

​DOĞRU SÖZE NE DENİR
CHP'li Selin Sayak Böke, Plan Bütçe Komisyonu'nda hükümeti hem 10 Kasım hem de ekonomi üzerinden eleştirmiş;
'Atatürk'ü anmak sadece Anıtkabir'e gitmekle olmaz.
Atatürk'ün devrimlerini benimsemekle, o devrimleri Türkiye'nin ekonomik ve toplumsal kalkınmasının temeli yapmakla olur...' Böke, bu sözlerle AK Parti'yi eleştirmek istemiş. Ancak Türkiye'nin geneli için 'sadece Anıtkabir'e giden' parti CHP.
MUTLAKA OKUNMALI
TÜYAP kitap fuarının gündemde olduğu bu günlerde SETA'dan Mehmet Akif Memmi'nin kaleme aldığı 'Siyasi Bir Alan Olarak Türkiye'de Yayıncılık' analizi mutlaka okunmalı. Yayıncılığın sadece yayıncılık olmadığını; güç, siyaset ve ekonominin merkezinde yer aldığını anlamak için bire bir.
AK PARTİ ATATÜRKÇÜLEŞTİ Mİ?
Kasım'da AK Parti teşkilatları Anıtkabir ziyareti gerçekleştirdi. Partinin farklı kademelerinden Atatürk vurgulu mesajlar daha fazla duyulur oldu.
Tüm bunlar olurken AK Parti'nin malum kaygılı, rahatsız, duyarlı (!), vicdancı ve eleştirel ekibi yine rahatsız oldu. AK Parti'nin ideolojik kodlarını yitirdiğini, yapmacık bir Atatürk hassasiyeti ile davaya ihanet ettiğini söylemeye başladılar.
Arkadaşlar bir türlü anlamadılar ama biz yine de madde madde tekrar edelim;
AK Parti bir fikir kulübü değil kitle partisi.
İslamcı kodlar partinin ideolojik havuzunda baskın, fakat yegane öğe değil.
AK Parti kendi siyasi kimliğini oluşturmuştur. Bu kimlik farklı zamanlarda Yeni Türkiye, yerli ve milli, Rabia gibi kavramlar üzerinden ifade edilmiştir.
Aynı anda hem 'Batı ile ilişkileri düzeltmeliyiz' deyip batıcı/liberal hem de 'İsrail ile ilişkileri neden normalleştiriyoruz' deyip ümmetçi/İslamcı olacak kadar kafası karışık olanlar başkasına ideoloji dayatamazlar.
CEVABI BELLİ SORU
MHP'nin baraj problemi olmadığını iddia ettiği halde ısrarla baraj konusunu gündeme getirmesinin hikmeti ne ola?