Tarihi 31 Mart 2017

İstikametimiz doğru

Son yayınlanan 688 sayılı kanun hükmündeki kararname ile farklı kamu kurumlarından FETÖ'cü oldukları gerekçesi ile daha önce ihraç edilmiş olan 416 kişi göreve iade edildi. Aralarında basın müşaviri de var, imam da, şoför de, akademisyen de.
Görevi iade edilenlerin arasında en alt kademeden en üste kadar kamu çalışanlarının olması önemli. Bu bize bir şeyi gösteriyor; haksız yere ihraç edildiğini düşünen, ben FETÖ'cü değilim diyen sıradan bir kamu çalışanı da olsa hakkını arayabiliyor.
Gerekli adımları attığında göreve iade ediliyor.
416 kişinin göreve iade edilmesi demek bardağın boş tarafına bakarsanız geçmişte suçsuz 416 kişinin görevden uzaklaştırıldığı anlamına gelir. Kararname bu haksızlığı ortadan kaldırdı. Gönül ister ki hiç kimse geçici olarak da olsa haksızlığı maruz bırakılmasın. FETÖ ile mücadele ve özellikle kamudan yapılan ihraçlar sıfır hata ile sürdürülsün. Ancak karşı karşıya kaldığımız tehdidin büyüklüğü bunu imkansız hale getiriyor.
Örümcek gibi bütün kamu kurumlarını sarmış bir terör örgütünden bahsediyoruz. Deşifre olmamak için içki içmeyi ve hatta zina yapmayı bile göze alan efsunlanmış militanları var bu örgütün. FETÖ'cü olduklarını kabul etmeyi bir kenara bırakın ağzını açtığında FETÖ'ye ve elebaşı Gülen'e lanetler, küfürler ve hakaretler yağdırıyorlar.
15 Temmuz hain darbe girişimine bizzat katılmış, darbeyi planlamış, yönetmiş, vatandaşın üzerine ateş açmış asker bozuntuları bile eldeki görüntülere rağmen darbeci ve FETÖ'cü olduklarını reddediyorlar. Telefonuna FETÖ'cülerin kullandığı Bylock yazılımı yüklü olan bir üst rütbeli asker bozuntusunun kendisini "Uygulamayı telefonuma karımı aldatmak için yükledim. Sevgilimle bu uygulamayı kullanarak haberleşiyordum" diye savunduğu öğrendik medyadan.
Hedefe giden yolda hiçbir engeli tanımayan, akla mantığa sığmaz savunmalar yapabilecek pişkinlikte bir insan topluluğu.
Ve alabildiğine acımasızlar;
Karşılarında dikilen kanlı canlı insanların üzerinden gözlerini kırpmadan tankla geçebilecek, normal insanın gözünden bile sakınacağı gencecik insanlara uçaksavar mermisi ile ateş edebilecek kadar caniler.
Katilliğin, caniliğinin, hainliğin, alçaklığın, namertliğin böylesi ile mücadele hiçbir şekilde zafiyet kabul etmiyor. Üzerinde en ufak da olsa bir şüphe olan kişiye karşı zaman kaybetmeden tedbir alınması gerekiyor.
Böyle olunca bardağın boş tarafındaki manzara çıkıyor karşımıza; sayısı çok az da olsa masum olduğu halde ihraç edilenler.
Ancak bardağın dolu tarafında bakınca er ya da geç hatadan dönüldüğü görülüyor. Masum kişi masumiyetini ispat ediyor ve göreve iade ediliyor. Hükümetin iadeler için bir itiraz komisyonu kurmak üzere olduğu açıklandı. Komisyonla birlikte haksızlıkların giderilmesi daha sistematik bir hal alacak. Kimse beni haksız yere işten attılar, derdimi anlatacak muhatap bulamadım diyemeyecek.
Zaten çoğu durumda haksız yere FETÖ'cü olmakla itham edilip işinden olan kişiler "Bu da bizim imtihanımız" deyip tevekkülle neticeyi bekliyorlar.
Abdestlerinden şüpheleri olmadığı için namazlarından da şüphe etmiyorlar.
"Milletin bağrına ateş düştü. Şehit ve gazi olan insanlar varken bizim işimizi kaybettik diye bağırıp çağırmamız, ortalığı birbirine katmamız uygun olmaz" diyerek vakur ve tam bir teslimiyet içerisinde adaletin tecelli edeceği günü bekliyorlar.
Bir de yaygaracılar var. FETÖ ile aynı çuvala girip, FETÖ'yü güçlü zannedip onun yanında duranlar, işbirliği yapanlar var. Şimdi yanlış ata oynadıklarını, yanlış arabaya bindiklerini fark ettiler. Cezalarını çekiyorlar ama bir yandan da yaygara yapıyorlar. Haksızlar ama sesleri fazla çıkıyor.
FETÖ ile mücadelede daha yapılması gereken çok iş var. Önümüzdeki yol uzun ve zorlu ancak çok şükür adalet ve istikamet üzerineyiz.