Elimin tadı var

Eklenme Tarihi 12 Temmuz 2010
Değişim hem zordur hem de kolaydır.
Değişime ayak uydurmak kimine külfet gelir, kimineyse heyecan getirir.
Bir insanı değiştirmek zordur. Ama öte yandan kimileri fedakarlık yapmaya hazırdır.
Zevklerimiz, tarzlarımız, davranışlarımız, alışkanlıklarımız, bakış açılarımız, şartlarımız farklı farklıdır.
Ben değişimi sevenlerdenim. Risk almayı, yeni heyecanlar yaşamayı, yeni bir şeyler öğrenmeyi severim. Ama yine de 40 yıl düşünsem yemek kursuna gideceğim aklıma gelmezdi.
Yemek yapmak yapıma uygun değil, mutfağı girmeyi sevmiyorum, zevk almıyorum, beceremem, üşeniyorum…vs gibi bahaneleri sıralardım. Hatta erkekleri fazla şımartmamak için arkadaşlarıma "gencim, güzelim, kariyerliyim, anlayışlıyım, ee bir de üstüne yemek yapamam" der gülerdim.
Kafama bir şey esti mi onu hemen uygulamaya koymayı seven bir yapım var.
Hızlı hareket ederim. Nitekim bir cuma günü birden "yemek yapmayı öğreneceğim" deyip ertesi gün internetten araştırıp o pazar günü bir yemek kursuna başladım.
Kendi kendimi sorguladığım bir dönemdi.
Çok mu kafamın dikine gidiyorum? Biraz dominant mıyım? Kadınsı yönlerimi kullanmıyor muyum? Birileri için fedakarlık yapabilir miyim? gibi sorularla haşır neşirdi beynim.
Nasıl içime doğduysa, yemek kursu tüm bu sorularıma cevap verdi. Evet, ben de yumuşayabilirmişim. Lezzetli yemekler yapabilirmişim. Evimde misafir ağırlayabilirmişim. Pek de cici bir ev hanımı olabilirmişim.

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN

Internette gezinirken özellikle yemek yapmayı bilmeyenler için bir kurs arayışındaydım. İleri derecede otantik kurslarla daha Türk yemeklerini öğrenmeden Japon, Çin mutfaklarına girmek istemiyordum. Ayrıca uygulamalı bir kurs olması da önemliydi. Çünkü bazı kurslarda şef yemeği yapıyormuş, öğrenciler sadece seyrediyormuş. Hiç benlik değil.
Dokunmalı, denemeli, hissetmeliyim.
Tüm bu kriterlerime Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'nde yer alan Chef's İstanbul cevap verdi. Pazar günleri saat 12-16 arası dört çeşit yemeği uygulamalı öğreniyorsunuz.
8 kişilik bir mutfakta Şef Gülhan Kara ve asistanı sekiz hevesli öğrenciye yemek pişirme ve lezzetin püf noktalarını öğretiyor. Tüm malzemeler onlardan; her şey taze. O günkü menüye göre dört çeşit yemek yapıyor ve yaptığımız yemekleri saklama kaplarında evimize götürüyoruz.
Reçeteler yazılı olarak da veriliyor.
Türk Mutfağı'ndan bir çorba, iki ana yemek ve tatlı yapıyoruz. Dört kişilik yaptığımız bu yemekleri her eve götürdüğümde arkadaşlarımı ve ailemi davet ettim. Bahçemde masa örtüleri serdim, peçeteler seçtim, tabak çanakları dizdim, güzel müzik açtım… Çok mutlu oldum.
Yapabildiklerimi gördüğüm ve tabii ki yemeklerimi tadanlardan övgü aldığım için.

EN GÜZEL İLTİFAT

Her kadın iltifat almayı sever. Hayatım boyunca en hoşuma giden iltifatlardan birinin deneyimli şefimin "elinin tadı var" cümlesi olacağı aklıma gelmezdi. İnsan hemen havaya giriyor. Tariflerdeki ölçülere sadık kalmadan göz kararı uygulamalara geçtim bile.
Yemek yapmak strese de iyi geliyor. O an tek düşündüğünüz pilavın altını yakmamak veya irmik helvasının kıvamını tutturmak oluyor.
Araya yaz mevsimi girdi, ama eylülden sonra tekrar başlayacak kurslara katılacağım. Yeni evlilere, üniversite öğrencilerine, yalnız yaşayanlara, çocuklarına yemek pişirmek isteyen annelere ve anne adaylarına tavsiye ederim; ideal bir kurs programı. Zira, nişanlısını kursa getiren erkekler gördüm; anladım ki erkekler