Haberler


ECE VAHAPOĞLU

Süper babaanne

Sevgili babaannem memleketimiz Adana'dan bizi ziyarete geldi. Kendisinin takma adı "süper babaanne"dir; zira müthiş yemekler yapmasının yanı sıra 70 yaşından sonra kendi kendine Arapça öğrenen, sabahları kendi üslubunda yoga hareketleri yapan, güzel şiirler yazan zarif bir hanımdır.
Hazır babaannem de İstanbul'da bizimleyken, maaile Anneler Günü brunch'ına gittik. Sadece annemi değil, teyzelerimi de aldık. İstinye sırtlarında, 10 bin m2'lik doğal alan üzerinde kurulu olan Meyyali adlı mekana gittik. Burayı daha önce nasıl keşfetmemişiz? Yeşil alan içinde ama doğal ortamına karşın son derece nezih bir yer. Servisi, temizliği on numara. Lüks villaların arasından geçerek ulaştığınız Meyyali'nin kapısında aracınız vale tarafından alınıyor.
Dilerseniz ücretsiz otoparkı da kullanabiliyorsunuz. Envai çeşit yemeğin olduğu bir açık büfe karşılıyor sizi… Valla ayıptır söylemesi öncelikle gözünüz doyuyor. Zaten her şeyi yemeniz mümkün değil ama reçel türlerinde bile aklınız karışıyor; yok yok! Kahvaltı sonrasında da Türk mutfağının unutulan lezzetleri sunuluyor. Sivas'ın Derder Dede pilavı, Çorum'un İskilip pilavı, Tokat'ın Kuzu Germeç ve Patlıcan Fosul'u, kendine özgü pişirme tekniğiyle yapılan Tokat Kebabı, Kastamonu'nun Cevizli Yayım'ı gibi lezzetler yer alıyor.
Tüm bu yemekler arasında geçen pazar, Anneler Günü nedeniyle, bir şiir yarışması düzenlediler. Bir baktım babaannem de almış eline kağıt kalemi, bir şeyler karalıyor. "Vakit olsaydı iyi bir şiir yazardım, bu aceleye geldi" diyerek şiirini teslim etti.
Sonuçlar açıklandığında bizim masadan büyük bir alkış koptu; çünkü bizim süper babaanne aşağıda okuyacağınız şiir ile ödül kazandı. İşte iki dakikada yazdığı mısralar:
81 yaşında bir babaanneyim Yavrularım, torunlarımla Adana'dan geldim buraya Şükrediyorum kaderime Bundan sonra da böyle Devam edeceğim yoluma Fatma Vahapoğlu.
* * *

İLK ISIRIŞ
Türk edebiyatının unutulmaz yazarı Halide Edib Adıvar'ın "Kalp Ağrısı" adlı romanında aklıma takılan, üzerinde uzun uzun düşündüğüm, hatta internet ortamında paylaştığım ilginç bir benzetmesi var. Hikayenin kadın ve erkek kahramanı aralarında konuşurlar.
Diyaloga göre; insan bir elmayı dörde ayırsa, dört lokmada yese, birincisinde aldığı lezzeti ikincisinde almazmış, dördüncü lokmaya kadar lezzetin kudreti kaybolurmuş. Bunun üzerine ben de 'ilk dokunuşun, ilk öpüşmenin' unutulmaz olduğunu düşündüm. Öyle değil mi? Hatta eğer şanslıysanız, elmayı ilk ısırıştan sonra hayatta böyle bir lezzet olduğunu anlar ve onsuz yaşayamazsınız belki de...
DİĞER YAZILAR İLERİ
DİĞER
10 yıldır aynı yastığa baş koyuyorlar! Yargı’nın İclal Savcı’sı Defne Kayalar’ın eşi bakın kim! Meğer eşiyle aynı dizideymiş!
Yargı'nın Tuğçe'si Merve Ateş'i hiç böyle görmediniz! Meğer Sihirli Annem dizisinde...
1 damlası horlamayı sona erdiriyor! Kokladıktan sonra mışıl mışıl uyuyacaksınız
1 bardak sütü her sabah aç karnına için! O derdin adını bile anmayacaksınız
4A 4B 4C emeklisine Mayıs başı ek kazanç sürprizi!
İŞKUR günlük 719,32 TL cep harçlığı vermeye başladı!
8 bankada resmen hafta sonu depremi!
GÜNÜN MANŞETLERİ
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.