Tarihi 4 Haziran 2009

Kuzey Irak'ta sunucu olmak

İki gün önce tüm gazetelerin ve televizyonların ilk konusu, Kuzey Irak petrolünün dünyaya ihracatının başlamasıydı.
Manşetlerde hep aynı fotoğraf karesi vardı. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin yan yana durarak büyükçe bir vanayı çevirdikleri an...
Tarihi bir an... Tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir coğrafyada önemli bir adımın atıldığı an...
Bu tarihi açılımın bir parçası olmak benim açımdan oldukça değişikti. Töreni İngilizce olarak ben sunuyordum. O an, o iki isimle aynı sahnede olup, onlara "Şimdi 3'e kadar sayacağım ve siz ikiniz vanayı çevirmeye başlayacaksınız" demek, inanın ilginç hislere bürünmeme sebep oldu.
Hatta akşam yemeği için gittiğimiz bir restoranda Iraklılar beni durdurup sürekli tebrik ettiler; "Bizim iki başkanımıza ne yapmaları gerektiğini söyleyen bir kadın çok güçlü demektir" diye espriler yaptılar.
Birçok Türk ve Ortadoğu televizyonun canlı verdiği tarihi törenin her saniyesinde dikkatli olmak durumundaydım. Akış adeta benim elimdeydi. Bu da beraberinde yüksek adrenalinli bir heyecanı getirdi. Ve gururla karışık mutluluğum, yaptığım işten aldığım tatmin tüm gün sürdü. Hatta uyuyamadım bile...
***

Türk firması Makyol'un yaptığı havalimanı terminalinden yüksek güvenlik aramaları sonucunda geçerek iki günü Erbil'de birçoğu tanınmış gazeteciyle beraber geçirdim. Onlar, kurumlarına haberleri geçerken ben vaktimin çoğunu organizasyonun gerçekleştiği salonda provada geçirdim.
Hassas konular, ağır isimler, diplomatik kelimeler... Her bir kelimenin üzerinden defalarca geçtik, metin onaylandığında rahatlamıştım. Ancak yine de onca kalabalığın içinde bir-iki çatlak ses çıktı. "Vay efendim, töreni açarken nasıl "Your Excellencies" dermişim?
Uluslararası bir etkinlikte diplomasi kuralları geçerlidir. Siyasi kimliklerin katıldığı törenlerde şahıslara vurgulama yapmak gerekir. Yıllardır bu işi profesyonel yapan biri olarak ve Saydam PR gibi yine profesyonel bir kurumla birlikte hareket ederek yanlış yapmamız pek mümkün değildi zaten.
***

Provalarda dikkatimi çeken ve bir jestimi değiştirmeme sebep olan bir gelişme yaşandı. Bir konuşmacıyı sahneye davet ettikten sonra kürsünün yakınına giderek o kişinin elini sıkar ve mikrofonu ona bırakırım. Oradaki yönetimden bir kişi, konuşmacıların elini sıkmamamı tembihledi. Ve ben, 18. yüzyıldan kalma gibi son derece sahte duran, elimle kürsüyü işaret eden reveransvari bir jest yapmak zorunda kaldım.
Sonradan gayet sıcak davranan Talabani ve Barzani'nin elini sıkmamamın istenmesinin iki sebebi olabilir. Biri, bir kadın olarak bir erkeğin elini sıkmama durumu. Diğeri de, güvenlik açısından.
Bu tip bir uyarıyla yıllar önce Türkiye'de de karşılaşmıştım. İktidar partisinin bulunduğu yüksek protokollü törenlerden birinde, yine ellerini sıkmamamı söylemişlerdi. Bir kereye mahsus bu yaşandı ama daha sonraki tüm törenlerde gerek Cumhurbaşkanı, gerek Başbakan elimi hep sıktı. Gayet rahat bir şekilde... Modern dünyanın iletişim kurallarını artık herkes uyguluyor demek ki.
***

Zor bir coğrafyada tarihi adım atıldı. Irak'ın kuzeyinde, bir Türk şirketi olan Genel Enerji zamanında riske girerek petrol arama çalışmaları başlatmıştı. Ve şimdi, 1 Haziran 2009 itibariyle Türkiye üzerinden petrol ihracatı başladı.
Barış ve istikrar, karşılıklı ekonomik çıkarlarla birbirine bağlandı. Irak, tek parça olarak giriştiği bu yeni adımda petrol gelirlerini Irak halkı arasında bölüştürecek.
Tarihi bir akıştan, 'Barış Vanası'nın açıldığı noktadan, kulis paylaşımlarım böyle... Kuzey Irak'ta sunuculuk yapmak, üstelik kadın olarak bunu üstlenmek gerçekten unutulmaz bir anı oldu.

Göze çarpanlar...
* Dr. Murad Acne Body Wash
* Tadımca Antep Fıstıklı Atıştırmalık
* Gümüşsuyu Topaz Restoran
* YSL Palette d'Artist Pudra