Yunanlı filozof Epitetos şöyle der: "İnsan verdiği bütün kararları uygulamamalıdır. Sadece doğru ve akıllı kararları uygulamalıdır..." Galatasaray Lizbon'da tam 49 gün sonra kaybettiği maça kadar oynadığı 8 maçta 6 galibiyet 2 beraberlik almış, 18 gol atıp kalesinde 6 gol görmüştü.
Bu başarılı tablonun mimari Hamza Hoca'nın kadro istikrarına verdiği değerdi.
Bir gerçek var ki; Lizbon'da kadroda istikrar taşlarını yerinden oynatmak ve bu ısrara Rize'de devam etmek Galatasaray'ın ritmine, oyuncuların birbirleriyle oynama alışkanlığına zarar verdi. Burak Lizbon'da sinirli ve çok etkisizdi. Rize'de Hamza Hoca'nın çift forvet anlayışı "Aman Burak alınmasın.. Aman Umut'a ayıp olmasın" anlamındaydı.
Bu ikili etkisiz kaldı. Keşke Bilal, sakatlanan Selçuk'un yerine oyuna girseydi.
Çünkü orta alan deneyimi olan Bilal sayesinde, Sneijder'in topu kullanma ve öne gitme konusunda daha fazla özgürlüğü olurdu.
Ne yazık ki; Rodriguez kafasına göre takılan, bireysel egosu yüzünden takım oyununa ayak uyduramayan ve takıma zarar veren bir oyuncu.
Bu müthiş yeteneği Real Madrid görememiş, hiçbir İspanyol kulübü istememiş. Rodriguez'i Galatasaray'a bulunmaz Hint kumaşı gibi getirenler bunun hesabını vermelidir. Ayrıca Balta'nın yerine Türk Milli Takımı'na bile davet edilmeyen Semih mi yoksa Belçika Milli Takım'ına çağrılan Denayer mi girmeliydi? Bu Denayer stoper olarak gelmedi mi? Zihinsel ve fiziksel travma yaşayan Semih'e "Kıyak" yapmak, Denayer'i kulübede oturtmak G.Saray savunmasını allak bullak etti.
Dört gol yemesine rağmen kaleci Muslera ile kaybetmeyi içine sindiremeyen, maç boyu arı gibi çalışan Sneijder'e yazık oldu.
MAÇIN EN iYiSi KWEUKE
Galatasaray defansına adeta kabus yaşattı
MAÇIN EN KÖTÜSÜ UMUT&BURAK
İkisi de çok kötüydü. Şut bile çekemediler