İki takım da beklendiği gibi oynadı. Porto baskılı, çok pas ve kurgulu; Beşiktaş ise hızlı çıkan ve uzun pasla sahayı aşan tarzıyla güvenliği öne çıkardı Zafer gecesinde tatsız olandan başlayalım...
Güçlü her takım Beşiktaş'a karşı aynı oynuyor. Sağ kanadından geliyor, Tosiç'i gözüne kestiriyor ve ileride basıyor. Futbol aklı bunu gerektiriyor çünkü.
Tosiç'in ara sıra iyi oynaması iyi futbolcu olduğunu göstermez demekten yorulduk. Tosiç fabrika ayarlarına döndü.
Ön liberonuz Atiba gibi becerisi az bir oyuncuysa da baskı yediğinizde top çıkaramazsınız. Atiba, bu genel durumundan ayrıca uzun zamandır kötü de oynuyor.
Bunlar üç sezondur zaten klasik sorunlar. Beşiktaş hücumda ise asıl olarak Quaresma'nın performansına bağlı. Duran toplara kötü, hareketli toplara ise çok iyi vuran Q7 kıskananlara inat takımın en büyük silahı. Babel devreye girince güç ikiye katlanıyor.
Oğuzhan iyi oynamazsa Beşiktaş sahaya hakim olamıyor ve dağınık oynuyor.
Kişisel becerilerin devreye girmesi gerekiyor.
Dün akşam da öyle oldu. Talisca, Cenk, Pepe, Quaresma, Fabri takımın iyileriydi. Talisca geldiğinden beri, gol ve şut atmamasına rağmen çok yararlı oynadı. İşte dediğimiz de bu yani takım oyununa katkı yapması. Büyük başarı hem de çok büyük... Beşiktaş'a helal, Beşiktaşlılara da kutlu olsun...
MAÇIN EN İYİSİ BABEL
Çok çalıştı, çok faydalıydı ve golle süsledi.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ OĞUZHAN
Çok kötü oynamaya devam ediyor.