Bu cümle 25 yaşında kanserle mücadele eden genç bir öğretmenin dudaklarından döküldü. Şafak Bay'ın dudaklarından... Yaşamak için her şeyi göze almış genç bir adam. Ve sakince haykırıyor, 'Bana yardım edin' diye! Beyaz Show'u yalan yok, Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil'i izlemek için sabırsızca bekledim. Haberciliğin saygı duyduğum iki ismini Beyaz Show'da görecek olmak beni heyecanlandırmıştı. Üçüncü konuğun Gülben Ergen olduğunu program başladıktan sonra fark ettim. Ergen, çalışmalarına başladığı 'Çocuklar Gülsün Diye' projesinin altından kalkmayı başarmıştı. Beyaz'dan destek almaya gelmişti. Program genelde Gülben'in projesi üzerinden sürerken Yılmaz Özdil ve Uğur Dündar sohbeti renklendiriyordu ki, Beyaz sahne kenarında kendini bekleyen konuğuna yöneldi. Kanserle çetin bir mücadele sürdüren Şafak Bay'ın yanına... Hastalığın etkisi artık yüzündeydi. Kendini acındırmadı, yalvarmadı... Yaşamak için ihtiyaç duyduğu tedavinin 150 bin lira tuttuğunu bir kez söyledi. Bunun için sanatçılarla görüştüğünü ve konserler düzenlendiğinden bahsetti. Ben Şafak Bay'a acımadım, saygı duydum. Ve program sonlanırken bambaşka bir sürpriz yapıldı. Program boyunca gelen 30 bin SMS ile bir anaokulunun parası toplandı. İzleyiciler, okulun ismi için öneride bulundu. Erzurum'da yapılması kararlaştırılan anaokulunun adının Şafak Bay, olmasına karar verildi. İşte o anda gözyaşlarımı tutamadım. Herkesin eline sağlık, yüreğine sağlık. Beyazıt Öztürk, iyi ki yolun Eskişehir'e, radyoya, televizyona düşmüş. Güzel gönlün hiç kırılmasın, hiç yorulmasın!