Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın katılımıyla Akkuyu Nükleer tesisi, Külliye'deki törenle canlı bağlantıyla temellendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyonu, Enerji Bakanı Albayrak'ın bir kuyumcu titizliğindeki hassasiyeti ve organizasyonu ile Türkiye'nin elektriğinin yüzde 10'unu karşılayacak bu dev yatırım için artık geri sayım başladı.
Bu dev yatırımdan sonra ertesi gün, Türkiye'nin ne kadar büyük bir devlet olduğu tüm dünyanın gözleri önünde bir kez daha ispatlandı.
Sadece küresel bir aktör değil, bölgesinde oyun kurucu rolündeki Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan evsahipliğinde, Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin katıldığı Soçi zirvesinin devamında, Suriye'nin bundan sonraki pozisyonunu konuştu.
3 liderin de ortak mesajı; Suriye'nin toprak bütünlüğünde ve terör örgütleriyle mücadelede asla taviz verilmeyeceği idi. Daha geçen hafta Varna zirvesinde AB ile tıkanan ilişkilerde yeni bir sayfa açtıran Türkiye, bu sefer de bölgesinde kendisi olmaksızın kurulmak istenilen hiçbir oyunun tutmayacağını dosta düşmana ilan etti böylece.
Küresel aktör derken işte bunu kastediyoruz.
Ama; gelin görün ki; ana muhalefet partisi CHP'nin lideri Kılıçdaroğlu, bundan da şikayetçi!
Hatta, 57 günde sınır ötesinde destan yazan Mehmetçiğimize moral vermek üzere Hatay'a giden Erdoğan'ın sanatçı ve milli sporcularla yaptığı bu ziyareti "bir grup güruhun rezilliği" olarak yorumlamasını anlayabileniniz var ise bize de anlatsın?
Sanatçılar hem şahıslarına hem de sanatlarına hakaret eden Kılıçdaroğlu'na cevaplarını yazılı bir açıklama ile verdi ve milyonların merak ettiği şu soruyu sordu:
"Sayın Kılıçdaroğlu, askerlerimize moral vermek için yaptığımız bu ziyareti eleştirmek yerine, kendisinin bölgeye gitmekten neden imtina ettiğini açıklaması gerekir!"
ABD MENBİÇ'İ VERİP PAZARLIK MI YAPACAK?
Türkiye'nin 2 aydan kısa bir zamanda Afrin'de Zeytin Dalı ile yazdığı destan, başta ABD olmak üzere bütün dünyaya gözlerini açtırdı.
Daha düne kadar Türkiye'ye tehditler savuran, terörist YPG/ PYD ile kolkola olan ABD'nin Başkanı Trump, Menbiç'teki askeri varlıklarını çekeceklerini açıkladı.
Her ne kadar Dışişleri aynı paralelde konuşmasa da, baştan itibaren Suriye'de ABD askerinin olmasına karşı çıktığı bilinen Trump, bu görüşünde ısrarlı görünüyor.
Tabii bu tavır değişikliğinde Türkiye'nin Zeytin Dalı'ndaki başarısı kadar bölgede Rusya ve İran ile girdiği işbirliğinin de etkisi var.
Yeni dönemde artık küresel dostluklar yerine, bölgesel dostluklarını görüyoruz ülkelerin.
Biz de Türkiye olarak, en uzun sınırımızın olduğu Suriye'deki tüm gelişmelerde öncelikli ve elbette belirleyici söz hakkı olmak için hem sahada hem masada gücümüzü göstereceğiz, bizim ve bölgenin çıkarları doğrultusunda işbirliklerine gireceğiz.
Yani Türkiye 2016'da Fırat Kalkanı'ndan itibaren ABD'ye karşı Rusya ve İran ile kurduğu yeni diyalog ile; Önleyici Güvenlik Anlayışı çerçevesinde yepyeni bir kavramı hayata geçiriyor.
ABD, bundan sonra bölgede bu kadar güçlenen Türkiye'nin güvenini kaybedip, paçavra terör örgütleriyle işbirliğinde hala ısrar eder mi sorusunun yanıtını ararken, geleceği nokta aslında belli; Türkiye'siz Suriye ve Ortadoğu politikasını şekillendiremeyeceğini gördü aslında.
Bölgede İran gibi bir unsur ile mücadele ederken, İran'ı sınırlandırabilecek tek ülkenin Türkiye olduğunu da gördüler.
ABD artık Fırat'ın doğusu için kendisine formül arıyor.
Bunu yaparken de Menbiç'i elinde bir pazarlık aracı olarak kullanıyor. Ama şu bir gerçek ki; Türkiye'siz bir formül artık tutmaz..
DERİN SÖZ