Dansöz öldü diye yazmıştım dün. Bütün zamanların en esaslı vedet oryantali Özcan Tekgül'ün 73 yaşında trafik kazasında kurban olduğunu ve kimsenin sahip çıkmadığı cesedin az daha garipler mezarlığına gömüleceğini anlatmıştım bir de. Son anda belki de bu dünyada onu merak eden tek kişi olan Selim adlı genç sanatçı arkadaşının hazin durumu öğrenip çırpınıp çabaladığını, onun sayesinde cenazenin Antalya'da asri mezarlığa defnedildiğini de eklemiştim.
Ardından
Köşemi okuyanlar arasında sevdiğim iki meslek kardeşim Müge ve Gülşen de varmış.
Kanaltürk'e yaptıkları 2. Sayfa programında konuyu ele almışlar uzun uzun. Ne yazık ki seyredemedim ama konukları olan Halil Ergün ve Oya Aydoğan da çok etkilenmiş bu acı olaydan. Orada epey konuşup hiç değilse ölümü ardından ne yapılabilir onu konuşup tartışmışlar.
Öğlen sonrası Halil Abi (Ergün) beni de aradı cep telefonumdan.
Sesi titriyordu hala. Meğer on yıllardır hayranmış, ilk gençliğinde taparcasına severmiş Özcan Tekgül'ü...
Duyarlı adam
Dedi ki; "Çok sarstı beni bu haber Savaş'ım. Antalya Belediyesi'ni de arayacağım az sonra. Duyarlı sanatçı arkadaşlarımızı da devreye sokup Özcan Tekgül'ün kabrini yaptırmak, onun gibi dev bir dans sanatçısına yaraşır bir mezarda yatmasını sağlamak için 'imece' başlatacağım."
Neler söylediler
Sevindim bu davranışa. Halil Ergün hep böyle bir adamdı biliyordum ama bir kez daha perçinledi kanaatimi sağ olsun.
Bu arada bu ünlü dans yıldızıyla ilgili ek bilgiler de gönderildi okurlardan. Sizinle paylaşmak isterim. Mesela Harmandalı Efem Geliyor adlı filmde onunla rol paylaşma şansı bulmuş bir eski Yeşilçam emekçisi Güngör Özsoy diyor ki; "Filmde Despina adlı gayrı Müslimi canlandıran Tekgül'ü fotoğraflamıştım."
Merhum Prof. Ünsal Oskay onun için "İlk gençliğimin güzel kadını" der ve dansözlüğü şimdikilerin aksine gerçek bir sanat olarak icra ettiğini vurgulardı.
Kızıma dokunma
Atilla Dorsay ve Turhan Gürkan'ın hazırladığı Sinema Ansiklopedisi'nde ise şöyle yazıyor 1941 doğumlu Özcan Tekgül için: 1954'de bir yarışmada plaj güzeli seçilmişti.
Ertesi yıl SES tiyatrosunda sahneye çıktı. Aynı yıl içinde 'Kaybolan Gençlik' adlı filmle sinemaya da giriş yaptı. 30 kadar filmde başrol oynadı. 1980 yılında sinemada 25 yılı dolduranlar arasında olduğu için kültür bakanlığından ödül aldı diye tartışmalar çıktı. 50'lerde Çoban Ali, Garipler Adası, Lokum Sultan, Yaşlı Gözler, Papatya, Şehir Yıldızları, Çadır Gülü, Kızıma Dokunma, Mukadderat, Meçhule Gidenler, Şöhret Budalası, Sokak Kızı, 7 Adım Sonra, Şahane Gözler gibi filmlerde oynadı.