
DEDİM DEDİ
- Ben Aksaray'da Pertevniyal Lisesi öğrencisiyken okulumuza yakındı yeriniz. Fahri Kuz Optik adını ilk o zamanlar, 70'lerin başında duydumdu.
- O benim ilk mağazamdı Savaş kardeşim. Yenikapı'da odun depoları arasında açtımdı orayı. Ahali dalga geçiyordu benimle. "Berduş yatağında ne gözlüğü satacaksın yahu?" diyordu eş dost da.
- Tersi mi oldu?
- Ben daha ufacık bir çocukken Sirkeci'de gözlükçü çırağı olarak başladım işe. Daha o zamanlarda kafama takmıştım yarınlarda neler yapacağımı.
- Neymiş onlar?
- Bir işi dünyada en iyi yapan da bir Âdemoğlu değil mi? O zaman ben daha çok çalışır ondan da iyisini yapar hale gelirim diyordum. Nitekim başardım bunu. Her devirde dünya standartlarının üzerinde ürettim mallarımı. Yanımda binlerce kişinin çalıştığı, 7 düvelden malları talep edilen bir adam oldum.
- Fakirlikten gelmişsiniz değil mi?
- Hem de ne fakirlik. Ben Konya'nın Bozkır kazasına yakın bir köydenim. O zamanlar bizim köyde bir eşeği olan zengin sayılırdı. Hele de o eşek boz eşekse ve erkekse servet sahibi sayılırdı o kişi.
- Sizde var mıydı boz erkek eşek?
- (gülüyor) Nerdeee o para? Tavuk horoz vardı da onlar bile önemli varlıklarıydı ailemizin.
- Sonra nasıl oldu da "Yürü ya kulum" oldunuz?
- En büyük zenginlik ve maharet insan ilişkileridir. İnsanlarla iyi ilişki kuran, dürüst, mert, anlayışlı olanlara herkes destek olur. Eleştiride cimri övgüde cömert olmak gerekir. Herkesin derdi başından aşıyor zaten. Bir de biz gözüne vurur gibi şunu yapamadın edemedin diyerek ruhlarını incitmemeliyiz kimsenin. Çocuk yetiştirirken de bu böyle. Benim 3 kızım 2 oğlum var. Doğduklarından beri hep canım, tatlım, kuzum, kınalım diyerek büyüttük onları.
- Kızınız Damla, Türkiye 6.'sı olarak kazanmış üniversite sınavını öyle mi?
- Evet, oldukça yüksek bir puan aldı. Ama bütün okullara puanı tutarken o İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni seçti. Diğer kızım Koç Üniversitesi'nde burslu işletme okuyor. Onun da puanları o kadar yüksek çünkü.
KOÇUM ASLANIM
- Çalışanlara da çocuklarım diyorsunuz...
- Elbette çocuklarım sayılır çoğu. Onların da adları ya dünya güzeli ya da koçum aslanımdır.
- Deneyimlerinizi kitap yaptınız yenisi gelecek mi?
- Yakında çıkacak yeni kitabım. Paylaşmak ve aktarmak mühim meseledir.
- Şöyle tablet gibi birkaç formül söyleseniz de yararlansak?
- Bakın zamanında bizi sömürmek isteyen süper güçler toplumsal mantığımıza hitap etmiş çaktırmadan...
- Ne gibi?
- "Mal da yalan mülk de yalan", "Dünya malı dünyada kalır", "Kefenin cebi yok", "Bir lokma bir hırka" dedirterek miskinliği aşılamışlar bize. Oysa Türk insanı çok çalışkan, becerikli ve zekidir. Dünyanın her yerinde bir yurttaşımız bir genç müteşebbisimiz her işin altından arkasından çıkıyor artık. Ben 25 yıl önce Antalya'da en iyi otele gidip yerleşeyim dedim. Eli yüzü düzgün 2 tane otel vardı topu topu. Bir de Tayla Oteli vardı ama onu hayal bile edemezdik. Koç, Sabancı filan kalabilirdi ancak. Şimdi bakın sırf Antalya'da dünyaya kafa tutacak tesisler var daha da önemlisi onları yöneten, yürüten, dünya standartlarının fevkinde hizmet götüren kadrolarımız var.
- Bir haber duydum üzüldüm. Yılların Fahri Kuz'u gözlükçüğü bırakmış.
- 4 bini aşkın mağazası bulunan Hall firması Türkiye pazarına girmek istiyordu. Gel birlikte yapalım dediler. Adamların 4 binden fazla mağazası var. Rakip olacağıma ortak oldum onlara. Bir süre sonra da tamamen size bırakırım dedim. 1 yıl sonra gözlük işinden tamamen çıkıyorum...
- Rahat durabilir mi o Bozkırlı çocuk?
- Durmaz. Durmadı da zaten. Kızlarımın adlarından oluşan BUŞİDA saatlerini üretip marka yaptım. Şimdi bir de restoran işine girdik. Yenibosna'da Airport Alışveriş Merkezi'nde müthiş bir restoran açtık. İtalyan ve Türk mutfağının en nadide yemeklerini veriyoruz. Bunu zincir haline getireceğiz.