Başbakan ve Ahmet Kaya

Eklenme Tarihi 6 Mart 2013
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün grup konuşmasında Müslüm Gürses'in vefatı dolayısıyla arabesk müzisyenlerine bu ülkede reva görülen zulmü çok güzel anlattı ve lafı bu zulümlerden en büyüğünü, Kürt olduğu için çok daha yüksek şiddet gören Ahmet Kaya ya getirdi... Ve şöyle dedi...
"Merhum Ahmet Kaya gurbette gözlerini yumdu.
Gurbete çıkmak zorunda kalan Şivan Perver, doğduğu topraklara hasret yaşıyor. Ahmet Kaya'ya yapılanları unutmayın. Çok satan gazetelerin köşe yazarları neler yaptılar. Ahmet Kaya salondan zor kaçırıldı. Ama aynı Ahmet Kaya, beni Pınarhisar'a uğurlayanlardan bir tanesiydi. Belediye Başkanlığım döneminde de kendisiyle münasebetim çok çok farklıydı."
Başbakan, Ahmet Kaya'nın yaşadığı zulme karşı hep duyarlıydı... Kaya için Beyaz TV'de yaptığım ve izlenme rekoru kıran Adalet Masası programının kaydını da benden özel olarak istemişti... Yayınlandığı gün izleyememiş ama etrafındaki herkes o programdan bahsedince merak etmiş... Dün grupta da söylediği gibi Ahmet Kaya ile Başbakan'ın münasebeti çok farklıydı. Özel bir dostlukları vardı...
Başbakan'ın söylediği gibi malum zalim ve alçak köşe yazarları Kaya'yı linç ettiler ve hayatını mahvettiler... Ben de bu vesileyle o yaşanan ve hala hesabı sorulmayan linç sürecini burada inadına bir kez daha aktarmak istiyorum... Bu olaya duyarlı olmak, 'insanım' diyen herkesin görevidir...
10 Şubat 1999'daki MGD gecesiyle başladı Ahmet Kaya cinayeti süreci... Ahmet Kaya o gün ödülünü alırken, "Önümüzdeki kasetimde Kürt asıllı olduğum için Kürtçe bir şarkı söyleyeceğim ve Kürtçe bir klip yapacağım" demişti... Ve bu söz üzerine salonda bir linç atmosferi doğmuştu...
Şarkıcı Serdar Ortaç, çıldırmakta olan kalabalığa daha da gaz vermişti... Magazinci Şenay Düdek, yapımcılar Tunca Yönder ve Levent Altınay Kaya'ya saldırmıştı.
İnsanları da Kaya'ya saldırmaya teşvik etmişlerdi, çatallar bıçaklar havada uçuşmuştu... Bu beş isimden sadece Serdar Ortaç ve Şenay Düdek özür diledi. Diğer iki isim de vicdan ve ahlak adına tek özür cümlesi etmediler henüz...
Bu olayın ardından elbette Ergenekon medyası boş durmadı. 14 yıl evvel Şubat ayında başlayan bir medyatik linç operasyonuna girişti Ergenekon kalemşörleri. Bu operasyonun sonu ise ölümle bitti...
MGD gecesindeki linç olayının ardından 12 Şubat 1999 Hürriyet'te 'Ahmet Kaya yuhalandı' spotuyla haber yapılıyor...
Posta'da ise Ayhan Kimsesizcan imzalı haber başlığı 'Kaya şov yaptı, ortalık karıştı' şeklinde... Hem Hürriyet'in hem Posta'nın haberinde Kaya'nın söyledikleri tamamen çarpıtılmış...
Sözde, "Bu ödülü Kürtlük adına alıyorum. Kürtçe klip çekeceğim. Bu klibi yayınlamayan televizyonların tepesine bineceğim.
Kürtlüğümü kafalarına vura vura kabul ettireceğim" demiş rahmetli Kaya...
Tamamen yalan ve iftira. Maksat bu yalanlarla kitleleri Kaya'ya karşı kışkırtmak...
Devamında Ergenekon medyası daha da azgınlaşıyordu... 14 Şubat 1999 Hürriyet'in manşeti: Ayıp ettin 'Gözüm' ...
Ahmet Kaya Abdullah Öcalan'ın resmi önünde, arkasında bir Kürdistan haritasıyla şarkı söylüyor. Fotoğraf bu... "Ahmet Kaya'nın PKK gecesinde Apo'lu Kürdistan haritası önünde konser verdiği ortaya çıktı" deniyor haberde. Kaya'nın "Dağdaki adamın paraya ihtiyacı var. Para gönderelim arkadaşlar" dediği yazılmış haberin devamında... Kasım 1993'te verilmiş bu sözde konser... Ne böyle bir konser var, ne öyle bir söz... 1993'te Ahmet Kaya Berlin'e hiç gitmemiş...
Aynı gün bu manşeti attıran Ertuğrul Özkök 'Güzel Magazinciler, Çirkin Adamlar' diye bir yazı yazıyor... "O gecede her şey çok güzeldi. Bunların içinde bir tek çirkin adam vardı. O da Ahmet Kaya idi" diyor Özkök...
Kaya'nın tek yaptığı şey Kürtçe şarkı söylemek istediğini söylemesi...
Ergenekon medyasının Ahmet Kaya'ya karşı yürüttüğü linç kampanyasına yarın devam edeceğiz.
Bu arada Ahmet Kaya'nın mezarını ziyaret ettiğini söyleyen Sayın Egemen Bağış'ı da bu konuları konuşmak üzere yarın akşam Beyaz TV'de 23.00'te Adalet Masası'nda konuk ediyorum.