Dün de yazdım... Yine, ısrarla ve altını çizerek söylüyorum...
Cumhurbaşkanı'na geri gönderilecek yasa da üç tane değişiklik olmalı. Aksi halde spor mafyası maçı kazanır... Şu an spor mafyası ile temiz spor isteyenler arasında bir müsabaka yaşanıyor... Peki neler olacak?
Birincisi, geçen hafta veto edilen yasada şike suçları örgütlü suçlar kapsamı dışına çıkmıştı. Bireysel suç işleniyor gibi gösteriliyordu. Bu kaldırılmalı. Yeni kabul edilecek yasada bireysel olarak işlenen suçlar, bireysel yargılanmalı.
Tayfur Havutçu ve Serdal Adalı gibi isimler bireysel suçtan yargılanacak, ama iddianamede 19 kişilik örgüt suçu ile suçlanan Aziz Yıldırım, örgütlü suçtan yargılanmaya devam edecek. Yeni yasada bu değişiklik yapılmalı.
İkincisi, veto edilen yasa torba yasaydı. 1 maçta şike yapsan da 10 maç şike yapsan da aynı ceza üstünden yargılanacaktı. Yeni yasada 1 ile 3 yıl ceza maddesi değişmeyecek ama maç başı ceza olacak. Örneğin 10 maç şike yapan 10 katı ceza üzerinden yararlanacak.
Üçüncüsü ve en problemli olanı bu, Başbakan'ın haberi olmayacak şekilde son saniyede virgül değişikliği ile yasada hile hurda yapılmasıydı. O da ilgili yöneticiler için mahkumiyet kararı sonucu spor sahalardan uzaklaştırma yapılacaktı. Halbuki iddianame kabul edildiği andan itibaren yöneticiler o kulüple ilgili herhangi yöneticilik yapamazlar. Son saniyedeki virgül değişikliği ile bunu mümkün hale getirdiler. Böyle olursa mahkumiyet kararının kesinleşmesi Yargıtay'ın onamasıyla 7-8 sene sürerdi. Yani Aziz Yıldırım gibi yöneticiler mahkumiyet kararı kesinleşene kadar dışarı çıkıp yöneticilik yapabilecekti. Yeni kabul edilecek yasada iddianamenin kabulü ile birlikte suçlanan yöneticiler yöneticilik, başkanlık, asbaşkanlık yapamayacak hale gelecek.
Bu değişikliklerle birlikte ortak nokta yakalanmalı ve bir çatlak olmamalı. Yeni yasa ile Cumhurbaşkanı'nın veto gerekçeleri de ortadan kalkmalı.
Meclis Gene Kurulu, bugün bu yasayı görüşürken bunlara çok dikkat etmeli.
Vicdanlı insanlar sonuna kadar mücadelelerine devam etmeli. Spor mafyasını bu maçı vermemeliyiz...