Tarihi 6 Ekim 2011

Can Dündar'ın Baykal'a ihaneti

Can Dündar iki gündür akılalmaz biçimde Deniz Baykal'ı yalancılıkla suçluyor... Soner Yalçın'ın yaptığı her şeyi biliyor. Yalçın ile Hurşit Güneş arası konuşmalar net, Bayraktar ile Ömer Farık Eminağaoğlu arası konuşmalar çok açık. Yalçın'ın o dönemki "Halk TV'yi ele geçirme planları"na onlarca CHP milletvekili şahit. Hem Baykal, hem Önder Sav hem de Gürsel Tekin'in etrafındaki CHP'liler "Soner Yalçın'ın şantaj amaçlı tuzak girişimi" olayına şahit. Hiçbiri Yalçın'ı savunmuyor.
Çünkü yaşananları biliyor... Savcılık ilk iddianamede bu şantaj mevzusuna dolaylı olarak girmiş, hazırlanan ikinci iddianamede tüm detayların ortaya konacağı belirtiliyor. Ama Can Dündar napıyor, ediyor "Aman bu şantaj işi Kılıçdaroğlu'na uzanabilir, İklim Bayraktar ile Kılıçdaroğlu arası konuşma kayıtları ya ortaya çıkarsa" diyerek iş büyümeden üzerini kapatmak istiyor... Her şeyden önce yıllardır yakın hukuka sahip olduğu Baykal'a ihanet ediyorsun Can...
Ayıptır, bu kadar mı gözünüzü "CHP'yi yönetme" hırsı bürüdü de Baykal'ı satıyorsunuz. Evet, senin Baykal'a yaptığın açık bir kalleşliktir Can. Bu örgüt senle ilgili de kara propaganda yaptı, iyi biliyorsun suçlarını ama yine de "Kılıçdaroğlu'nu kayırmak" için, "Aman bu iş Kılıçdaroğlu'na da uzanabilir" diyerek bu ayıba imza atıyorsun. CHP eski Ankara İl Başkanı Tarık Şengül'ü sen o makama atayacak kadar yakınsın Kılıçdaroğlu'na, onu anladık eyvallah da "Kılıçdaroğlu sevdası" yüzünden Baykal'a yapılan açık bir komployu inkar etmek zorunda mısın?
Bu alçak komplo ortaya çıktığı an Deniz Bey'i aramış ve hemen onun dediklerini birebir aktardığım bir yazı yazmıştım gece vakti... Kimse Deniz Bey'e yapılan alçaklıkla ilgilenmiyordu o zaman. Tek dertleri "dijital arşivlerinde çok bilgi olduğu için" korktukları bu ODATV suç çetesini aklamaya çalışmaktı. Soruşturma derinleştirilirse kendilerinin de hukuk ya da en azından ahlak dışı faaliyetleri göz önüne serilecekti... Taraf'ın İstanbul baskısına zor yetiştirmiştik o yazıyı.
Sonrasında Baykal resmi açıklama yaparak da ODATV ekibinin kendisine tuzak kurduğunu, komplo ve şantaj girişimi olduğunu açıkça söyledi... Bunlara rağmen eski merkez medya Baykal'ı "tacizci" gibi göstermeye devam etti... O yazıyı kısaltarak yeniden yayınlıyorum. Oku Can ve seni hep sevmiş olan Baykal'a yaptığın ihaneti yeniden bir düşün...
Ben bugüne kadar senin aleyhine hiç yazmadım, Ergenekoncular "Mustafa" filmi yüzünden senin üstünden tırla geçerken yanında durdum. 2010 Ocak ayında çok ünlü bir sanatçının yalısında senle olan tartışmamızda sana neler dediğimi de hatırlarsın ama sen bir türlü eski reflekslerinden kurtulamadın Can...
Doğrudan değil ama dolaylı olarak hep statükonun yanında durdun...

Soner Yalçın'dan Baykal'a kadın tuzağı!
Önce Soner Yalçın'ın evinden çıkan Baykal'a dair şantaj notları konuşuldu... Ama bana göre daha da büyük bir rezalet Soner Yalçın'ın muhabiri İklim Bayraktar'ın Baykal'a dair savcılığa verdiği ifade ve YARSAV eski başkanı Eminağaoğlu ile olan skandal konuşmaları oldu.
Dün hemen Deniz Baykal'ı aradım...

Deniz Baykal seziyor
BAYKAL'IN ANLATIMINA GÖRE FOTOĞRAF ŞU...
Soner Yalçın ve ekibi Halk TV'yi ele geçirmek istiyor, bu konuda Yalçın ve ekibini Kılıçdaroğlu yönetimi sonuna kadar destekliyor. Televizyonu ele geçirmek için önlerindeki tek engel Deniz Baykal... Baykal, benim gördüğüm kadarıyla öncelikle Soner Yalçın ve ekibine Kılıçdaroğlu'nun destek verdiğini bilmiyor, zannediyor ki Yalçın ekürisinin kendi talepleri...
Olay anlaşma noktasına kadar da geliyor ama Deniz Bey'in bazı şeyleri sezerek son anda aldığı bir önlem bu operasyonu engelliyor...

İklim Bayraktar olayı
Bugün Ergenekon soruşturması bağlamında teknik takibe takılan bazı konuşmalardan anlıyoruz ki Yalçın ve CHP yönetimi sürekli temas içinde, Baykal'ı tuzağa düşürmeye çalışıyorlar... İşte bu tuzakların en organize olanlarından biri bu İklim Bayraktar olayı...

Beni yemeğe çıkaracaktın

Bir gün bu muhabir Meclis'te ayaküstü Deniz Baykal'la görüşüyor, o görüşme bir gazetecilik faaliyeti ya da röportaj değil... 10-15 dakikalık bir sohbet ortamı, zaten meclis odaları küçük, kapı açık, bir sürü kişi geliyor, gidiyor, ortam kalabalık... Bu ortamda bu ayaküstü sohbet sonrası İklim Bayraktar Deniz Baykal'a "Beni bir gün yemeğe çıkarın ya da size yemeğe geleyim sayın Baykal" diyor. Deniz Bey afallıyor ve kibarca reddediyor bu öneriyi... Hemen o gün yakınlarına da bu garip durumu aktarıyor, "tuzak" kokusunu alıyor Baykal. Sonrasında bu muhabir Deniz Baykal'ı arıyor "Hani bana yemek sözünüz vardı, ne zaman buluşuyoruz, yemek yiyoruz" falan diyor, Baykal cephesine göre kayıtlara girsin diye özellikle telefonda "Baykal'la samimiymiş gibi" gözüken konuşmalar yapıyor ve Baykal yine kibarca reddediyor... Sonra bu durum birkaç defa daha tekrarlanıyor...

İkinci skandal örgütlenmesi
Deniz Baykal farkediyor ki, ortada net bir komplo var ve bu tuzak da Halk TV'nin devrinin netleşmesi için yapılmış bir komplo... Böyle bir "ikinci skandal" yaratılması için uğraşıyor ODATV örgütlenmesi...
Baykal'ı toptan silme planı
Şunu
diyebilirim ki Baykal cephesi açısından bu tuzağı, komployu Soner Yalçın'ın örgütlediği kesin ve net... Bu kadın muhabiri komplo amaçlı yönlendirenin Soner Yalçın olduğunu düşünüyorlar... Peki Soner Yalçın'ı bu tuzağı hazırlaması için kim bu şekilde yönlendirdi? Bu şekilde bir ikinci "kaset olayı"nı patlatmak ve Baykal'ı toptan silme planı kime ait?

Sen kendi imkanlarınla yap

Benim izlenimime göre Deniz Baykal, genel merkezin yani Kılıçdaroğlu'nun böyle bir komplonun arkasında olduğuna inanmak istemiyor ama öte yandan Ömer Faruk Eminağaoğlu ile bu muhabirin konuşmaları da Deniz Baykal'ın kafasını çok karıştırmış ve üzmüş... Bu muhabirin kendi anlatımıyla Kılıçdaroğlu'ndan Baykal'a tuzak kurmak için "alet, edevat" istemesi, Kılıçdaroğlu'nun da "Sen kendi imkanlarınla yap" demesi... Bu yasal dinlemeye takılmış telefon dinlemeleri konusunda tatmin edici olmayan bir açıklamanın yapılmaması bütün CHP'lilerin kafaları karıştırıyor...

Tuzaklara gelmeyeceğiz

Deniz Baykal kalleşçe bir operasyonla devrildi... Ama anlaşılan Baykal'ı partiden tamamen silmek için Ergenekon'un kimi hücreleri aracılığıyla yeni kalleşçe tuzaklar hazırlanmaya devam ediliyor...
Baykal cephesi "Bu tuzaklara gelmeyeceğiz" diyor... Ama bakalım daha neler çıkacak...