Mahkemede, meramını Türkçe'den
başka bir dille daha iyi anlatacağını
belirtenler için tercüman tutulacak...
...
Bu konunun gündeme geldiği iyi oldu!
...
Aslında, bizim memlekette dediği net
anlaşılan o kadar azdır ki, neredeyse
savunmayı 'Türkçe' olarak yapanların
çoğuna da tercüman lâzım gelir!
Hatta çok kez hâkim, savcı, kâtip,
mübaşirler arasında bile tercümana
ihtiyaç duyacak derecede kelimeleri
ağzının içinde yuvarlayanlar vardır!
...
Ağdalı bir şiveyle konuşan mı istersin;
-Dema tedim oğa! (Karadeniz)
Yani; "O'na deme dedim!"...
...
'Ş' leri, dizi artistlerinden etkilenip '
S' olarak telaffuz edenleri mi;
-Aksama sis yesek! (Nişantaşı)
Yani; "Akşama şiş yesek!"...
...
Ülkemiz o kadar geniştir ki, lehçesi
çok farklı yöreye mensup birisiyle
konuşmak-anlaşmak mümkün bile
olmayabilir;
-Taka'dan pissik geçik,
dahnekten sür keni! (Hatay)
Yani; "Pencereden kedi girdi,
değnekle kov onu!"...
...
Hâkim böyle sorarsa, zanlı anlamaz!
Zanlı böyle konuşursa, bu kez hâkim
anlamaz!
...
Yeni yasa sadece "Türkçe Nizani"
(Kürtçe'de; Türkçe bilmem...)
diyenleri değil, kendilerini Karadeniz,
Ege, Trakya şivesiyle ifade eden ve
dedikleri pek anlaşılmayanları da
kapsamalıdır...
...
Kürtçe konuşan anlaşılmıyor da,
sanki her Türkçe konuşanın ne dediği
pek mi anlaşılıyor?
...
Yeni yasanın, iyi hâlli mahkûmlara
eşleriyle mahrem şekilde bir araya
gelebilmelerini sağlaması da en insanî
açılımlardan biri...
Hem bu konuda uluslar arası ortak bir
lisan mevcut olduğu için, tercüman
masrafına da gerek yok!
...
Velhasıl, bu farklı iklimleri aynı
topraklarda birleştiren ülkemizde,
'insan hakları' bağlamında hükümet
yapılacak olanları yaptı...
Şimdi artık bu iyi niyetli girişimlerin
'karşılık görme' zamanıdır!