BEDEN diline, ayakların nereye baktığına, gözlerin nereye baktığına, kolların pozisyonuna dikkat edin. Bu onların ruh hallerini çok iyi anlatabilir.
İNSANLAR satış yaparken veya reklam yaparken size bir şeyler vermeye çalışırlar çünkü fiziksel karşılama eylemi dikkatinizi/bağışta bulunma/ satın alma olasılığınızı artırır.
ARABA satıcıları ve benzerleri, etkileşimleri açarken sıklıkla içecek, atıştırmalık veya benzeri bir şey sunar. Bunları almak satın alma olasılığınızı artırır.
Pek çok satış pozisyonu psikolojik manipülasyona dayanır.
TELEFONDAYKEN, telefonu ilk kapatan kişi, ister şahsen ister telefonda olsun, bir sonraki görüşmede üstünlük sağlar.
GÖZ teması ve sessizlik çok fazla ağırlık taşır. Her ikisinde de akıcı olmak diğerlerinin arasındaki varlığınızı etkileyebilir.
KOLLARA, ellere veya omuzlara dokunmak, hakimiyet kurmak için kullanılan bir 'güç hareketidir'. Bu nedenle takım elbiseli adam, onu azarlarken veya överken sıklıkla elini onun sırtına koyar.
PARMAKLARINIZLA ve gözlerinizle köpeğe benzer hafif bir hareket yaparsanız diğerleri yanınıza gelecektir. Bunu uygun koşullarda kullanmaya devam etmek, onların sıklıkla size bakmasına yol açacaktır. Buna davranışsal koşullanma denir.
TANIMADIĞINIZ insanlarla dolu kalabalık bir odaya girdiğinizde, bir yöne bakın ve sanki birisini tanıyormuş gibi gülümseyin ve başınızı sallayın.
İzleyen herkes birini tanıdığınızı varsayacaktır ve hayali olandan gelen 'ivmeyi' kullanarak gerçek biriyle doğrudan etkileşime geçebilirsiniz.
ALIŞILMADIK bir durumdayken, bir şeyi fiziksel olarak yeniden düzenlemek kontrol hissi verebilir. Bir şey üzerinde güç kullanma eylemi, bu sadece sehpanın üzerindeki kitap bile olsa, kendinize olan güveninizi artırabilir.
YANLIŞ yönlendirme inanılmaz. Birinin arkasındaki veya yan taraftaki bir şeye bir bakış bile kaçmanıza izin vermek için yeterlidir.
GÜVEN daha inanılmaz.
Yüzleşmeyi küstahça bir korkusuzluk gösterisiyle atlatmak mümkündür. Kulağa aptalca gelebilir ama buna 'blöf yapmak' denir ve içimize yerleşmiştir.
TANIMADIĞINIZ insanlarla yakınlaşmak için muğlak referanslar kullanabilirsiniz. 'Hey dostum, sen (X)'te değil miydin?" Doğru olsun ya da olmasın, bu daha fazla sohbete yol açabilir.
YAPMANIZ gereken ancak sürekli ertelediğiniz bir şey varsa, kendinizi bunu 5 dakika boyunca yapmaya zorlayın, sonrasında bırakma seçeneği de vardır.
O zamana kadar genellikle beyninizi 'erteleme' durumundan 'üretim' durumuna yeniden dahil etmiş olacak ve işinizi yapabileceksiniz.
BUNU BİLİYOR MUYDUN?
Diyabetik bir kişinin idrarı, arıtılıp viskiye dönüştürülebilecek kadar çok şeker içerir.
17. Yüzyıl'dan önce bilim ve bilim insanları, bilim insanı olarak tanınmıyordu.
Bilim adamı kavramı henüz icat edilmediğinden onlara aslında "doğa filozofları" deniyordu. Bu yazı Düz Dünyacılar ve Aşı Karşıtları Derneği tarafından desteklenmektedir.
TESPİTLİ YORUM
@yunuseseno Erkek adamın hayatı mahvolmuş olsa bile birisi "Nasılsın?" diye sorduğunda "İyiyim" der.
Bilir ki iyi olup olmaması kimsenin umurunda değildir.
GÜLÜ YORUM
@ayhankaya1907 Kızımla biraz önce fırına gittik.
Bir kadın geldi, kızımı sevdi "Ne güzel saçların var, çok tatlısın vs." dedi. Sonra kızıma "Sen benim kızım olur musun, benimle gelir misin?" dedi. Benim kız durdu, "Annem üzülür gelemem" dedi. Sonra bana dönüp "Baba sen teyzeye çocuk yapar mısın?" dedi.
