Haberler


Lütfi Albayrak

İlişkide terazi durumu

Hiçbir ilişkinin kantarı ortada durmaz. Yani ilişkiler adaletsizdir.
Dengesizdir. Hep bir taraf kantarın topuzunu yer. Ağır gelir, karşı taraf ise hep altta kalmaya mahkumdur. Seviyorsan bunu yaparsın, "Yapmam" diyemezssin.
Yani bir nebze ipin ucunu kaçırma gibi de düşünebilirsiniz.
Bir ilişkide denge, ilişki başladıktan çok kısa bir süre ortaya çıkan durumdur. Ben hiç bir zaman eşit sevgi görmedim.
İlla bir taraf müsamaha gösteren taraf olur, alttan alan taraf olur.
Öbür taraf ise bu gösterilen anlayışı hak olarak kabul edip, dibine kadar sıyırıp iştahla kemiren taraf olur.
Sen hep anlayış gösterilen tarafta olmuşsan, daha önce kızmadığı şeylere, "Şimdi niye kızıyor ki" diye düşünüp şaşırabilirsin, salaklık etme, şaşıracak bir şey yok. Bildiğin ezik spor kodrusunun ilk 11'inde yer alırsın. Bazı hallerde, hatta çoğu hallerde bir nevi saha üstünlüğünü elde etmektir.
Her sistem kararlı olmak zorunda değildir. Bir süre sonra, altta kalan taraf, yavaş yavaş yorulur, en sonunda da sistem tüm dengesini kaybeder.
Karşındakini çok fazla sevsen de, "bir gün daha eşit bir dengeye kavuşurum" umudu ile yaşama.
Ahmaklık edersin. Çünkü ilişkinin dengesi, karşılıklı iki kişi ile alakalıdır. Çevre şartları, mevsim, iklim gibi faktörlerle etkilenmez.
Yani dediğim, sen ile o, bir araya geldiğinizde, bin kere de baştan başlasanız, denge yine aynı şekilde kurulur.
Demek ki dengesiz bulduğumuz bir ilişki için ne yapmalıyız? Acı ama, ilişkiyi gözden çıkarıp, kendi onurunuzu kutarmaya bakınız derim ben..
Çünkü hiçbir kazanılmış hak, geri verilmez. Karşınızdaki kişi kazandığı hakları size yedirmez, sonuna kadar savaşır.

AMELİYAT
İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar. Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar: Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim. Delikanlının gözleri parlar: Göster canım göster. Kız eliyle uzak bir yeri göstererek: Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya onun üçüncü katı...
YAMYAM
Yamyam baba-oğul, balta girmemiş ormanda dolaşırken nehirde yıkanan bir genç ile çok güzel bir kadın gördüler.
Oğul sordu: Ne dersin baba, yiyelim mi onu?
Baba bir an düşündükten sonra:
Hayır, bunu eve götürür, onun yerine anneni yeriz!
SARIŞIN
Sarışın, mahkeme salonuna görgü tanığı olarak çağrılır ve savcı sorusunu sorar:
"24 Ağustos gecesi neredeydiniz?" Avukat "itiraz ediyorum" diye haykırır ve "Sorunun konuyla ilgisi yoktur" der. Ancak sarışın "Sorun değil, soruyu cevaplandırabilirim" diye karşılık verir.
Fakat avukat tekrar "İtiraz ediyorum" der.
Sarışın ise tekrar "Hayır gerçekten cevaplandırabilirim" der. Yargıç araya girer ve "Eğer görgü tanığı soruyu cevaplandırmak istiyorsa bunda itiraz edecek bir şey yoktur" der. Savcı sorusunu tekrarlar: "24 Ağustos'ta neredeydiniz."
Sarışın yanıtlar: Bilmiyorum.
ASLANLAR
İki aslan konuşuyormuş. Biri diğerine:
- Bu kadın sana neden hep et getiriyor?
- Unuttun mu, geçen hafta kaynanasını yemiştim...
KAYIP CÜZDAN
Cemal kahvede cüzdanını kaybetmiş.
Kahve ahalisine dönerek: İçinde on milyon vardı. Bulup bana getirene beş yüz bin vereceğim.
Temel atılmış: Bulup bana getirene beş milyon vereceğim.
AlkışlıYorum
Sınavlara kalem, silgi, şeker götürülmeyeceğini; bu yüzden anneannemin okuduğu şekerleri sınava götüremeyeceğimi söyleyince ablam durumu anneanneme açıklama gereğini duyuyor: "Artık din ve devlet işleri birbirinden ayrıldı anneanne."
SOBA BORUSU
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır.
Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Kimyacı: "Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış."
Fizikçi: "Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş."
Jeolog: "Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış."
Matematikçi: "Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış."
Antropolog: "Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş".
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedeni sorulur.
Adam cevap verir: "Boru yetmedi."



DİĞER YAZILAR İLERİ
DİĞER
Afişe kızıp oyunculuğu bırakmıştı... Hababam Sınıfı'nın Bozum Cahit'i Cengiz Nezir'i şimdi tanımak çok zor!
Ceyda Düvenci ile büyük bir aşkla evlenmişti... 90'ların yakışıklısı Kaan Girgin'e yıllar acımadı! Son hali üzdü...
Tüm Türkiye'de 137.236 işçi ve personel alımı başvurusu başladı
439.300 TL'ye Fiat Egea! Özel kampanya ile satışlar başladı!
Emekliyi mest edecek sürpriz 15.01'de açıklandı! Milyonlar dört gözle bekliyordu
SGK'dan 180.000 TL toplu para! Açıklama yapıldı, başvuranlara peşin ödeme!
Kuyumcular altın fiyatlarının ne kadar olacağını açıkladı!
GÜNÜN MANŞETLERİ
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.