Ölümüyle milyonları yasa boğdu. Müzik dünyasına adını altın harflerle yazdırmış bir isimdi Ferdi Tayfur. Kasetleri satış rekoru kırmış bir müzik insanı olmanın yanı sıra filmleri de rekor bir izleyici kitlesine ulaşmıştı. Hala onun rekorunu kıran yok. Şarkılarından kazandığı yıllık telif ücreti olan 35 Milyon bile bunun en büyük kanıtı. Şarkılarının aradan yıllar geçmesine rağmen hala çok seviliyor olması halkın yüreğinde nasıl bir iz bıraktığını bizlere gösteriyor. Milyonları ağlatacak kadar yüreklere kazınmış bir sanatçıydı. Toplumun bir çok kesimi tarafından bu kadar sevilmesinin sırrı da sanatının yanında mütevazı kişiliğiydi. Müziğini milleti için yaptı. Onların dertlerini şarkılarına taşıyan tam bir halk insanıydı Ferdi Tayfur. Birleştiriciliği de buradan geliyordu. Bizim ortak değerlerimizden biriydi Ferdi Tayfur. Tıpkı Barış Manço gibi…
Şarkıların da isyanı da umudu da en hakiki şekilde dile getirdi. Ezilmiş kesimlerin sesiydi Ferdi Tayfur. 1970'ler, 1980'ler Türkiye'sinin geçirdiği toplumsal değişimi onun şarkılarında görürdük. Şarkılarındaki samimiyetle içimizi ısıttı. Onunla birlikte müzik dünyasında da bir devir kapandı. Arabesk en güzel dönemi dört yapraklı yonca gibi mahşerin dört atlısıyla yaşadı. Müslüm Gürses ve Ferdi Tayfur aramızdan ayrıldı. Geriye Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlıses kaldı…
Bu kadar özel bir sanatçının kaybının ardından günlerdir Türkiye tabutunun başında kızı Tuğçe Tayfur ve yeğenleri arasında yaşanan gerginliği konuşuyor. Her şeyden önce, cenaze ortamında hakaretlerin havada uçuşması Ferdi Tayfur'a yapılmış büyük bir saygısızlıktır. Ölümünün ardından kısa bir süre geçmesine rağmen, yakınları arasında birbiri ardına sıralanan suçlamalar, iddialar medyanın gündeminden düşmüyor. Daha cenazesi toprağa verilmeden başlayan gerilim, hızını arttırarak devam ediyor. Yaşamı boyunca özel hayatını gözlerden uzak yaşan bir sanatçı için halkın gözünün önünde bunların yaşanması son derece üzücü. Ferdi Tayfur'un ardından yas tutma zamanı kavga etme değil…