Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basarak milli mücadelenin ilk adamını atmasının üzerinden tam 106 yıl geçti.
Mustafa Kemal'in milli mücadeleyi başlatmak için Samsun'a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs 1919, Cumhuriyetin ilanı ile neticelenen sürecin de başlangıcı kabul edilir. 19 Mayıs'ta ilk tohumları atılan bu mücadele ruhu ile emsalsiz bir zafer kazanılmıştır. Bu tarihi dönüm noktası her yıl "Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanır. Ben bu yazıda biraz 19 Mayıs 1919 ve sonrası hakkında doğru bilinen yanlışlardan bahsetmek istiyorum.
19 Mayıs bir devlet operasyonu muydu? Bu soruyu tarihçi Murat Bardakçı ilk kez Turkuvaz kitaptan çıkan bir çalışmasında sormuştu. 2019 yılında bu kitap çıktığında Murat Bardakçı ile bir röportaj yapmıştım. O günlerde "Sen nasıl 19 Mayıs'a devlet operasyonu dersin" şeklinde sosyal medya linçi ile karşı karşıyaydı. Uzun uzun kitabı konuştuk.
19 Mayıs 1919 tarihi yakın geçmişe kadar içinde birçok sırları ve efsaneleri barındırıyordu. Artık bu sır perdesinin büyük ölçüde aralandığını söyleyebiliriz. Bunda Bardakçı'nın büyük katkısı olmuştur.
Kitabında 150'den fazla belge kullanan Bardakçı özetle şunları anlatıyor: Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da İstanbul'dan Samsun'a doğru yola çıkışı tek başına almış olduğu bir karar değil. Bu yolculuğu İstanbul Hükümeti hazırlıyor. Hükümet kararnamesiyle 30 Nisan'da 9. Ordu Müfettişliği'ne getirilen Mustafa Kemal 5 Mayıs'ta Samsun'a atanıyor. Artık 16 Mayıs'ta Samsun'a doğru başlayacak yolculuğun bütün hazırlıkları tamamlanıyor. 19 Mayıs'ın her aşamasında İstanbul Hükümeti ve Padişah Vahdettin'in desteği var. Yani bir devlet operasyonu.
Peki İstanbul Hükümeti neden destek verdiği Atatürk hakkında yakalama kararı çıkarıyor?
Bardakçı, "Vahdettin, İngilizlerden gelen baskı neticesinde Mustafa Kemal hakkında yakalama kararı çıkarıyor. Harbiye Nazırı da bu gelişmeyi Mustafa Kemal'e bildiriyor" diyor ve ekliyor: O dönemde Vahdettin'in gücü çok sınırlıydı. Aksaray ve Bebek arasında bir gücü vardı. Hataları olmuştur ama Vahdettin asla vatan haini değildir.
Peki Bandırma Vapuru'nda neler yaşandı?
Okul yıllarında çizilen ikonik 19 Mayıs görsellerini hatırlar mısınız? Bir güneşe doğru giden küçük ve yalnız bir Bandırma Vapuru.
Bu gemi gerçekten anlatıldığı küçük ve bakımsız bir gemi miydi? İsterseniz biraz da bu vapurdan bahsedelim.
Gemi 1878 yılında İskoçya'ya yapılıyor. Tam 47.7 metre uzunluğunda. Ağırlığı ise 192 ton.
İlk adı Trocadero olan gemi, Londra'da yük gemisi olarak kullanılıyor. 1883 yılında Yunan bir armatör satın alıyor. Erdek'te kayalıklara çarpan gemi, onarılması için Haliç Tersanesi'ni götürülüyor. Osmanlı İdare-i Mahsusa tarafından satın alınan gemiye 'Bandırma' adı veriliyor. Bandırma vapuru, 1. Dünya Savaşı'nda nakliye görevi yaparken bir İngiliz denizaltısının saldırısına uğrasa da görevini başarıyla tamamlıyor.
Bandırma Vapuru'nun net bir fotoğrafı bulunmuyor. Günümüze ulaşan düşük çözünürlüklü birçok fotoğraf var ama hangisinin Bandırma Vapuru olduğu bilinmiyor.
1999 yılında Samsun Valiliği'nin aldığı bir kararla Bandırma Vapuru aslına uygun olarak yeniden yapıldı. 300 günde tamamlanan Bandırma Vapuru'nu 10 yıl önce ben de gezme imkanı bulmuştum. Bir açık hava müzesini andıran bu vapuru görmediyseniz mutlaka gidin ziyaret edin. Bandırma Vapuru hakkındaki bütün fikriniz değişecektir.
Peki gerçek Bandırma Vapuru'na ne oldu?
Mustafa Kemal, 1927 yılında İzmit'ten bindiği Ertuğrul yatıyla İstanbul'a gelen Bandırma vapurunun nerede olduğunu sorar. Aldığı yanıt şudur: Sefer de ya da bakımda efendim.
Mustafa Kemal'e verilen bu cevap doğru değildir. Milli Mücadele'nin ilk adımlarının atıldığı Bandırma Vapuru, 1925 yılında sessiz sedasız hizmet dışı bırakılmıştır. Balat'ta bir gemi hurdacısı olan Hüseyin İlhami Söker'e satılmış ve parçalanmıştır.
Atatürk'ün hayatı ve milli mücadele yılları hakkında birçok film çekildi. Ancak Atatürk'ün hayatında önemli bir yeri olan Bandırma vapuru yolculuğu sinemaya aktarılmadı.
Bu önemli yolculuğun 100'üncü yılınca yönetmen Abdullah Oğuz'un bir girişimi olmuştu. Hatta Atatürk'ü Halit Ergenç canlandıracağı da gündeme gelmişti. Ancak maliyetler yüksek olduğu için bu projeden vazgeçildi. Bence hala tüm yönleriyle 19 Mayıs 1919'un anlatıldığı bir filme ihtiyaç var.
Dönelim konumuza.
Eski ders kitaplarında Bandırma Vapuru yapılan tarihi yolculuğu esrarengiz bir havaya büründürmek için çeşitli efsaneler anlatılır. Pusulasızdı, kaptansızdı, çürüktü ve dümeni bozuktu vs. Tüm bu hikayeler Falih Rıfkı Atay'ın Son Posta gazetesinde yeralan köşe yazılarına dayanır.
Vapur kaptansız değildi. Çok tecrübeli bir kaptanı vardı. Adı İsmail Hakkı Durusu. Ticari Bahriye Mektebi mezunu olan İsmail Hakkı'nın ömrü gemi kaptanlığı ile geçmişti. 1 Mayıs'ta Bandırma Vapuru'nun kaptanı oldu ve Şişli'de Mustafa Kemal ile bir araya gelerek Samsun yolculuğunun planı yapıldı.
İsmail Hakkı kaptan, Bandırma Vapuru hakkında uydurulan yalanlardan çok rahatsızlık duyuyordu.
Vapurun bir değil birden fazla pusulası vardı ve hız örçen aleti de mevcuttu. 5 yıl Karadeniz'e sefer yapmış ve Hindistan'a kadar gitmiş tecrübeli bir kaptandı. İstanbul Boğazı'nda yakalandıkları fırtınaya rağmen Bandırma'yı sorunsuz bir şekilde Samsun'a ulaştırmıştı.
İsmail Hakkı Kaptan'ın aklında ise Falih Rıfkı Atay'ın Son Posta Gazetesi'nde Bandırma Vapuru hakkında yazdığı asılsız yazı vardı. Kaptan, makalenin yayınlandığı gazeteye bir düzeltme yazısı gönderdi. Gazete ile defalarca görüştü ama sonuç alamadı. 1940 yılında, o düzeltme yazısının yayınlandığını göremeden hayata gözlerini yumdu.
Yıllar sonra SABAH'a konuşan İsmail Hakkı Kaptan'ın torunu Nejat Ulugöl şunları söyler: Dedem son derece ketum bir adamdı. Tarihi yolculuk kendisine sorulduğu zaman sadece görevini yaptığını söyler ve mücadelesinden söz etmezdi. Bandırma'nın pusulasının bozuk olduğuna dair söylentilere, 'Bir gemide 1 tane mi pusula olur? 6 tane vardı. Biri bozulsa diğerini kullanırdık' derdi. Dedem bizzat tecrübesine binaen Atatürk tarafından seçilmiş bir kaptandı. İddialar yüzünden kalbi kırık, gözü açık gitti.
Gelelim o tarihi güne. Beşiktaş Akaretler'de oturan annesi Zübeyde hanım ve kız kardeşi Makbule hanım ile vedalaşan Mustafa Kemal, Beşiktaş Vapur İskelesi'nden bir motora bindi. Bandırma Vapuru'na geçti ve Samsun'a doğru hareket emrini verdi.
Peki Mustafa Kemal Bandırma'ya kimlerle yola çıktı? İddia edildiği gibi yanında sadece çok güvendiği birkaç arkadaşı mı vardı?
Resmi belgelere göre vapurda 48 kişi bulunuyor. Vapurda bulunan Mustafa Kemal'in de dahil olduğu 23 isim çok önemliydi. Büyük kısmı Cumhuriyet kadrolarında önemli görevler aldı.
Karargah mensupları ile birlikte 25 er ve erbaş bu tarihi yolculukta Mustafa Kemal'e eşlik etti. Bu isimler kayıtlarda mevcut. Ancak Samsun'a gidişlerinden sonraki hayatları hakkında bugüne kadar hiçbir araştırma yapılmadı.