Karşılaşma öncesi ilk 11'de Kaan Ayhan'ı gördüğümüzde herkesin aklından geçen düşünce, Galatasaray'ın defansif bir oyun tarzı planladığı oldu. Çünkü Torreira-Kaan-Kerem Aktürkoğlu orta sahası yaratıcılıktan biraz uzak duruyordu. Ancak düşündüğümüz gibi olmadı ve ilk yarı oyun dengede geçti.
Maç öncesi basın toplantısında cool tavırlarıyla dikkat çeken Zaha'nın, maçı ne kadar istediğini ilk dakikadan itibaren görmüş olduk. Oyunda kaldığı bölüm boyunca Dalot'ya sahayı dar eden Zaha, attığı golü de taştan çıkardı ve kendisini ıslıklayan taraftara en güzel yanıtı verdi.
Manchester tarafında ise ilk 11'de Hannibal tercihi dikkat çekmişti. Genç futbolcu ilk yarıda rakibin zayıf karnı olurken, ten Hag'ın oyun planını da değiştirdi. Kanatta başlayan Hannibal her topu olumsuz kullanırken sonrasında Bruno Fernandes'in bölgesine geçti. Bu hamle de bize yaradı ve orta sahadaki üstünlüğü sağlamış olduk.
İkinci yarıda Eriksen'in Hannibal yerine oyuna girmesi, işleri tamamen United lehine çevirmiş görünüyordu. Ancak geriye düşen Aslan tıpkı ilk yarıdaki gibi bir yanıt vererek hem skoru eşitledi hem de oyun üstünlüğünü eline aldı. Sezon başından bu yana yaptığı hatalarla gündeme gelen Onana bir hata da bizim için yaptı ve Mertens'in zekasıyla Casemiro'yu oyundan attırıp penaltı kazandık.
Icardi penaltıyı kaçırsa da sonrasında 'Aşkın Olayım'ı İngilizlere de ezberletti ve Galatasaray bir kez daha Avrupa'da tarih yazmış oldu. Bu zaferde parlayan isimler ise kesinlikle Sacha Boey ve Abdülkerim'di... İki isim de kusursuz bir oyun sergiledi ve sayısız gol fırsatını engelledi. Özellikle Boey'un Rashford'ın Fernandes'e attığı pasta yaptığı müdahale gollük değerdeydi. Şimdi sıradaki rakip Bayern ve biz artık 'Neden olmasın?' diyebiliyoruz...