Dün İnönü Stadı'nda çok duygusal ve tarihi bir gün yaşandı.1947'de açılan stat efsanevi başkan Süleyman Seba'nın golüyle ayağa kalkmıştı.
İşte o günden başlayarak muhteşem destanlar yazan, tarihi maçlara imzalar atan o vefakar İnönü Stadı, Beşiktaş'ın Gençlerbirliği'ne birbirinden güzel attığı 3 golle yendiği maçla görevini tamamladı. Gerçek şu ki, İnönü Stadı bir mahşer günü gibiydi. Stadın içi de dışı da tıklım tıklım doluydu. Futbolda taraftar coşku içinde takımlarını destekler ama Beşiktaş taraftarı apayrı. Dün inanın ki ağladım. O muhteşem taraftara polislerin gaz sıkması gözlerimizi yaşarttı. Ben buradan büyüklere sesleniyorum.
Böyle günleri yaşamak isteyen sezon başında fedayla yola çıkan ama sezon sonunda vedayla kapatan bu taraftar bunu hak etmedi. Bu Beşiktaş taraftarı dünyada hiçbir taraftara benzemez.
Hem cefakar, hem vefakar hem de takımlarına ve renklerine aşık. Helal olsun hepsine.
YÖNETİM DİKKAT!
Futbola gelince Şampiyonlar Ligi için umut doğan Beşiktaş'ta tüm takım kazanmak için mücadele etti. Gençler'i adeta ihtiyarlattı. Ve inşallah da Avrupa derken Şampiyonlar Ligi neden olmasın. Ve son sözüm de başkan ve yönetime.
Beşiktaş Yönetimi lütfen çağdaş bir düşünceyle bu İnönü Stadı için çalışmaları sürdürsün ve bu muhteşem mabedi daha ihtişamlı bir halde açsın. Yoksa tarih onları affetmez.
Bu unsur çok iyi bilinmeli benden söylemesi.