Hasan Basri Yalçın

HASAN BASRİ YALÇIN

Tarihi 29 Temmuz 2018

Amerika’ya tepki vermeyi öğrenmek

TRUMP bir densizlik daha yaptı.
Yine aklına eseni aklına estiği gibi söyledi. Yardımcısı Pence de bunu kendi ideolojik saplantısı için fırsata dönüştürmeye çalıştı. En yüksek dozajdan Türkiye'yi tehdit ediyorlar.
Yaptırımlar gelir diyorlar. Olur olmaz?
Onu hep beraber göreceğiz. Ama bu zamana kadar olan performansına baktığınızda Türkiye'nin endişelenmek için pek fazla nedeni yok.
Trump'ın bu zamana kadar tüm ülkelere yönelik kullandığı tehdit dili dağ fare doğurdu cinsinden. Çin ve İran gibi ülkelere yönelik çok daha sert tehditler yapıldı ancak bunların karşılığı henüz çıkmadı. Uzun zamandır bunu söylemeye çalışıyorum. Trump'ın kafasında bir plan yok. İç siyasette kendini kurtarmak için dışarıda ezber düşmanlık hikayelerine dayalı işler yapıyor. Tehdit dilini kullanıyor.
Bunu artık görmemiz lazım. Ancak maalesef bizim iç kamuoyunda bunun tartışmasını doğru düzgün yapamıyoruz.
Ülkemizde kimileri var herhangi bir dış politika krizinde hükümet düşmanlığı içinde hareket ediyor.
Amerika sizi cezalandıracak. Başınız belada gibi laflar edip bu minvalde yazılar yazıyorlar.
Kimileri var tuhaf bir kompleks haliyle gerçekten korkuyorlar.
Eyvah sonumuz geldi diye şamata çıkartıyorlar.
Tabii herkes böyle kompleksli ya da Türkiye düşmanı değil. Ancak o zaman da karşımıza ezber yanıtlar çıkıyor.
Kimse Türkiye'yi tehdit etmesin. Kimse sabrımızı tehdit etmesin gibi laflar ediliyor.
Halbuki karşı tarafın kullandığı tehdit dili ne kadar anlamsız ve ne kadar boşsa, bu tür cevaplar vermek de bir o kadar anlamsız. Diplomatik geleneğin içinde bu tür laflar edilir. Bu tür ezberler kullanılır. Ancak bu kadar sık kullanılması da can sıkıcı.
Tabii ki Türkiye'yi kimse tehdit etmesin. Tabii ki sabrımızın bir sınırı var. Ama her zaman en uygun cevap misilleme değildir. Her zaman her şeye bir cevap vermek bazen uygun cevap olmayabilir.
Kimin kime propagandasını yapıyoruz. Adam sadece bizi tehdit etmiyor ki. Tüm dünyayı sırayla tehdit etti. Tüm dünya da çeşitli kurumlar ve devlet adamları çeşitli düzey ve tiplerde cevaplar verdi. Belki daha da sert cevaplar verilebilir. Ancak toplu halde duygusal bir tepkiselliği sürüklenmek doğru değil.
O tehdit ettiğinde Türkiye'ye bir zarar vermiş olmuyor, biz "bizi tehdit edemezsin" dediğimizde cevap vermiş oluyoruz. Kamuoyu önünde bir gerginlik üretmek zaman zaman işe yarar fakat her zaman da kullanışlı olmadığını bilmek lazım. Hele hele tekrara düşüyorsa kredibilitesini yitirir.
Daha da zarar verici bir hal alır.
Mesela bu kez Trump en üst perdeden bir tehdit savurmasına rağmen içinin boş olduğu çok belliydi.
Ancak hemen herkes galeyana geldi.
Gazete manşetleri en üst perdeden patlatıldı. Tüm TVler hemen canlı yayınlara geçti. Geçmekle de kalmadı bir de herkes kendi çapında Trump'a cevap verdi.
Gerek yok bu işlere. Evet küstah bir tehdit. Ama konuşarak tersine çevrilecek değil. Bunun yerine konuyu toplumsal olarak daha soğukkanlı bir biçimde ele alıp, zaman zaman "delidir ne yapsa yeridir" diyebiliriz. Bu özgüvene sahip olmak lazım.
Gördük şimdiye kadar kimseye hiçbir şey yaptığı yok. Bize Obama döneminde her türlü açık düşmanlık zaten yapıldı. Darbe bile denediler.
Onu bile beceremediler.
Bu nedenle Trump gibi söylediğiyle eylediği arasında bu kadar fark olan bir adamı bu kadar abartmaya gerek yok.
Zira böyle bir dil kullanmasına rağmen eylemsizliği nedeniyle Amerika'yı hareketsiz bıraktı.
Bu sayede biz de Suriye ve Irak başta olmak üzere tüm güvenlik alanlarında boşluğu doldurduk zafer kazandık. Bırakın ne derse desin.
Biz sahada kendi elimizi güçlü tutacak adımları atmaya devam edelim.