AFRİN operasyonu planlandığı gibi devam ediyor. Fakat bizim dışımızdaki aktörler de kendi planlarını yapıyor. Herkesin birbirini pusuya düşürmeye çalıştığı bir ortamda bu tür işlerin olması gayet doğal. Israrla dile getiriyoruz.
Türkiye'nin Afrin'de başarılı olmasını, Türkiye hariç kimse istemiyor. Bu nedenle herkes elinden geldiğince karşı pozisyon üretmeye çalışacaktır. Bunlardan sonuncusu, PYD ile Esed Rejimi arasındaki görüşmelere dair dedikodularda ortaya çıktı. Buna göre; PYD Türk ordusu yerine, Rejim'in girmesini istemiş. Bir anlaşma yapılıyormuş. Bu tür açıklamalar uzun süredir bir dedikodu halinde etrafa yayılıyor.
Operasyon başladığı gün bile PYD bu yönde açıklamalar yaptı. Son bir haftadır, anlaşmaya varıldığına dair söylentiler de yayılıyor. Böyle bir durumla karşılaşırsak nasıl bir cevap üreteceğimizi çalışmak zorundayız.
Endişeye kapılıp yürüyen planlarımızı bozmadan buna da hazırlanmalıyız.
Devletin istihbarat kurumlarının bu anlamda bizden daha fazla bilgi sahibi olması gerekir. Gerçekten böyle bir anlaşma olup olmadığını tespit etmek o kadar da zor değil. En basitinden, Rusya'yla bir görüşme yapılır.
Gerekli, somut taahhütler alınır. Zira Esed güçlerinin Afrin'e girmesi Rusya'nın sorumluluğundadır.
Böyle bir olay Ankara ile Rusya arasında şimdiye kadar varılan anlaşmaların bozulması demektir.
Rusya için en önemli gündem maddesi Astana süreci. Yani Türkiye'yi kendi safında tutmaya özen gösteriyor. İkinci gündem maddesiyse İdlib. Burada da işbirliğine devam etmek istiyor. Zaten Afrin anlaşması, bu iki madde üzerinden çıkmıştı. Ve Rusya için ikisi de hala geçerliliğini koruyor. Bu anlaşmayı bozmak için gerekli ve yeterli şartlar oluştuğunu düşünmüyorum. Böylesi bir hareket hiç rasyonel değil.
Tabii İran veya Esed bu süreci kendi lehlerine istismar etmek isteyebilir. Nasıl İran İdlib'te gözlem noktası oluşturmaya giden konvoyumuza ateş açıyorsa, Esed de Rusya'dan bağımsız bu tür adımlar atmayı deneyebilir. Ama Rusya nasıl İran'ı hizaya getirdiyse, Esed'in de kulağını çekebilir. Bu nedenle Türkiye'nin odaklanması gereken tek adres Rusya'dır.
Türkiye, Rus tarafına sorumluluklarını hatırlatmalı. Rusya'nın çözüm üretmesi talep edilmeli. Aksi taktirde Türkiye'nin her şeyi göze alabileceği dile getirilmeli.
Fakat her ihtimale açık olmak gerek. Günler geçtikçe farklı resimler ortaya çıkabilir. Rusya da pozisyon değiştirebilir. Afrin şehir merkezine Esed rejiminin girmesini destekleyebilir. O zaman da Türkiye'nin yapacağı çok nettir.
Gerekirse konvansiyonel bir savaşı göze aldığını göstermelidir. Gerekirse, güneyden konvansiyonel ve zırhlı birliklere dayalı bir ani operasyon gerçekleşebilir. Veya hem Azez hem de İdlib üzerinden yeni iki cephe açılır. Rejimin Afrin şehir merkezine ilerleme yolu kesilir. Ağır maliyeti de olsa bunun göze alındığını göstermek bile geri adım atılmasını sağlayacaktır.
Ama akıldan çıkarmamak gerek.
Artık ok yaydan çıktı. Türkiye her ne olursa olsun, Afrin şehir merkezine yürümek zorunda.