Hasan Basri Yalçın

HASAN BASRİ YALÇIN

Tarihi 13 Nisan 2017

Dönüşüm kaçınılmaz

Referandumun benim için kişisel anlamı vesayet sisteminden kurtuluştur. Bu devletin asli unsurları azınlık gruplarının kontrolünden kurtulmak zorunda. Hem içeride istikrarlı hükümetler kurmak hem de dışarıda güçlü pozisyon almak için bu kaçınılmaz dönüşümü geçirmemiz gerekiyor.
Parlamenter sistem millet iradesini kontrol atlında tutmak için dizayn edilmişti.
Başbakanlar halktan destek almış olmalarına rağmen, emekli bir asker veya emekli bir h‚kim denetimi altına sokuluyordu. Kenan Evren ve Ahmet Necdet Sezer bunun en önemli iki örneğidir. Halk Özal'a ve Erdoğan'a destek vermesine rağmen halkta hiçbir karşılığı olmayan bu bürokratlar ülkeyi kendi değerlerine göre yönetmek istiyorlar. Kendilerinden halkın beklentilerine karşı çıkma hakkı görüyorlar.
Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini ve seçilen cumhurbaşkanının yetkili ve sorumlu olmasını talep etmek demokrasinin en temel değerlerinden biridir. Parlamenter sistem siyasal ve bürokratik elitlerin ayak oyunları ile yönetimi ele geçirmek istedikleri bir sistemin adıdır. Aslında yüzde 20'den fazla oy alamayacak siyasal aktörler içindir. Hatırlayın doksanlı yılları. Çiller, Yılmaz ve hatta Karayalçın gibi siyasal aktörler ülke yönetti. Sonuç ortada.
Parlamenter sistemde siyasetin gündemi partiler arası milletvekili transferleriyle ve koalisyon pazarlıklarıyla doludur. Hatırlayın o çok "efendi ve terbiyeli" dedikleri Ecevit'in Güneş Motel rezaletini. Bakanlık sözü vererek karşı partinin milletvekillerinin nasıl transfer edildiğini hatırlayın.
Başbakanlık koltuğunda "beş ay sen otur beş ay ben oturayım" gibi ahlaksız tekliflerin kameralar önünde konuşulduğu günlerden geçtik.
Bu aktörler ülkenin ve milletin değil kendi geleceklerinin peşindedir. Gerektiğinde Kardak Krizi'nde olduğu gibi akıl dışı bir noktaya bile savrulabilir ülke sırf bu parlamenter sistem nedeniyle. Bir örnek vereyim size. İzlanda dünyanın bir kenarındaki sorunsuz bir ülkedir. Diğer ülkelerle nadiren karşılaşır.
Ama parlamenter sistem yetmişli yıllarda İzlanda'yı bile İngiltere ile savaş sürüklüyordu. Balık tutma hakları yüzünden karşı karşıya gelen iki ülke restleşince İzlanda'daki koalisyon hükümetinin parçaları arasındaki popülizm yarışması İzlanda'yı savaşın eşiğine getirdi. Bir başka örnek Camp David görüşmelerinden.
Aslında İsrail Başbakanı Olmert koalisyon ortaklarının kendisini terk edeceğinden korkarak görüşmeleri bırakmak zorunda kaldı.
Daha birçok örnek bulabilirsiniz.
Parlamenter sistem koalisyon demektir.
Koalisyon zayıflık demektir. Koalisyon aşırılıkçılık demektir. Cumhurbaşkanlığı sistemi ise güçlü hükümet demektir.
İçte ve dışta tek yetkili ve tek sorumlu demektir. Ülke çoğunluğunun iktidara gelmesi demektir.
Darbe yapmak isteyenler de pek sever parlamenter sistemi. İktidarı her ele geçirmek isteyenler ülkedeki çift başlı yönetimi provoke ederler.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında kavga çıkartıp hükümeti devirmek isterler. Ama Cumhurbaşkanlığı sisteminde iktidara gelen beş yıl boyunca ülkeyi yönetecek ve beşinci yıl halka hesap verecek.
Aşırılıkçılar, ayrılıkçılar, fitneciler, darbeciler, vesayetçiler ve Türkiye'nin dışarıdaki rakipleri Cumhurbaşkanlığı sistemine bu yüzden karşı. İçeride istikrarlı dışarıda bağımsız bir Türkiye bu grupların hepsini rahatsız ediyor.
Referandumda halk kendi devrimine sahip çıkacaktır. Ama şunu bilmek lazım. Tarihi akışın öyle bir noktasındayız ki, artık dönüş yok.
Ok yaydan çıktı. Eski sistem artık çalışmıyor ve yeni bir sistem şart. Bir şekilde biz ülke olarak bu yeni sistemi kurmak zorundayız.