FENERBAHÇE'DE yine eski yanlışların yeni versiyonu.
Ümraniye karşısında çok zaman ezilen bir takımda geçen sezonun final kadrosu bu sezonun Fenerbahçe'sine fark atardı.
Merak ediyorum, yapılan transferler içinde yıldızı parlayan bir kişi bile yokken, onca adamı kim aldı, niye aldı?
Bu hesapsız transferler Fenerbahçe'yi güçsüz düşürmek için mi yapılıyor yoksa?
Büyük düşünmenin ve istikrarlı olmanın ilk şartı; "savunma kurgusuyla oynanmaz!" Gördük ki savunmanın göbeğindeki kale yıkılmış, kanattaki surlar harabe!
Tabii ki umut var, elbette zaman içinde bir şeyler yerine oturacaktır ama sezon başında kaybedilen puanların sezon sonunda kaç puan ettiğini hesaplamak için geç kalanlar, erken açılan sezonun yan etkilerini hesaplasın bari.
***
Antalya'daki Galatasaray'ı beğendim.
Bir söz vardır; pençe atmayı öğretemediğiniz Aslan'a gürlemeyi öğretin bari.
Güçlü bir rakipten deplasmanda 3 puan almak ustalık gerektirirdi, Okan Buruk bunu başardı.
Takıma takviyelerin de yapılacağı hesaba katılırsa, birkaç hafta sonra çok daha güçlü bir Galatasaray gerçeğinin ortaya çıkacağından kuşkum yok.
***
Beşiktaş'ta kadro kurgusu yanlıştı.
"Nereye koysanız oynar" sadakatine örnek gösterilen Necip Uysal'ı savunmanın göbeğinde oynatmakla Muleka'dan kanat oyuncusu yapmak, futbolla organik bağları koparmaktı ve koptu.
Weghorst için özel notum.
"Saha içinde koşan futbolcuların ciğerlerindeki havayı, koşmayan takım arkadaşları emerse emekler güme gider!" Harika oynayan Kayseri karşısında kazanılan 3 puanın adı talihtir!
***
Trabzonspor bildiğimiz gibi.
Ne istediğini bilen oturmuş bir takım ve kazanmaya inanmış futbolcular topluluğu ama orta alan ve kanatta takviye ihtiyacı ortada.
Hele bu takımın Şampiyonlar Ligi gibi önemli bir sınavı varken.