Tarihi 17 Mart 2021

Çağrı

GEÇEN yıl bu zamanlar başladığımız sınavın ikinci yılına girdik.
Kayıplar verdik, ölümüne mücadele verenleri izledik gururla.
Ve kimimiz o mücadeleye eşlik etti, kimimiz boş verdik.
Maskesiz gezmek sosyal mesafeyi ihlal etmek kimsenin tasarrufunda olamaz.
Kader laboratuvarları insanlara aklını ve vicdanını kullanmayı emreder.
Sorumsuzluğun bedelini herkes önce kendi öder sonra da yakınındakilere fatura eder.
Ne yazık ki öyle oldu!

***

Virüs gözümüze görünmüyor ama bu topraklarda ömrünü uzatmak için gözümüzün içine bakıyor.
Geçen yıl bu zamanlar sessiz sedasız toprağa verilen insanların hüznüne bakıp bir soru sormuştum, "boyunun ölçüsünü ne zaman alacak virüs?" Cevabını da vermiştim; "hepimiz usta terziler olabildiğimiz zaman."

***

Hayatla barışmak için bazen küçük nedenler yeterli olabiliyor.
Baharın geldiğini düşünmek bile bir umut belki, yazı hayal etmek de.
Elbette tehlike geçmedi ama tehlikeyi bertaraf edecek duruşu da bizler üretmeliyiz. Aşının bile siyasetini yapanlar var da Avrupa'nın birçok ülkesinin ne durumda olduklarını görüyoruz.
Bu virüsün bir dünya savaşı olduğunu unutuyoruz.
Unutmayalım ki hepimiz bu virüse karşı aynı kulvarda koşan atlarız.
Kimimizin nalı yok kimimizin malı çok!
Olsun güneş hepimize doğuyor.
Her meslekten ocağı sönenler için "bir kibrit çak" kampanyaları düzenleriz belki.

***

Bizler kendi içimizde bu engeli aşmak için mücadele edenlere de topluma da umutlu yazılarla moral vermekle yükümlü hissediyoruz kendimizi.
Eskiden doğal afetlerde kampanyalar düzenlenirdi, gazeteler öncülük ederdi.
İş adamları cömertlik ve insanlık yarışına girerdi de herkes şapka çıkarırdı.
O şapkalardan tavşan bile çıkardı emin olun.

***

Bu ülkede futbol kulüpleri bile çok şeye öncülük edebilirdi etmediler.
Kulüp başkanları bu kadar ihtiraslıyken ocağı sönenler onların görüş alanının dışındadır.
Kendi taraftarının cebindeki parada bile göz olanlar için insani çağrıların ne hükmü olur ki zaten! Bizim çağrılarımız vicdanı olanlara, gariban çocukluğun izlerini taşıyarak büyüyen ve açlığın işsizliğin ne olduğunu bilenlere.
Bakmadan bile görebilenlere!

***

Yarınların ışığı bugünlerin karanlığını yenecek, gözlerdeki gölgeler de güneşlenecek biliyoruz.
Bazı şeylere geç kaldıysak koşmaya hazırız ve yazılarımızın içindeki yardım çağrımızı haykırıyoruz.
Duyan da sağ olsun!
Duymayan da!

Mutluluk Takvimi
Hiçbir şeyi hayata değişme.
İyi gün dostlarından uzak dur.
Gönlün zengin olsun.


AYNEN ÖYLE!
Peynirci tüccarın günlüğü.
"İade gelen bütün bozuk peynirleri eritip taze kaşar yaptım.
Benim peynirlerimin içine gaz doluyormuş da şişiyormuş, madem öyle çocuklarına peynirden balon yapsınlar.
Neymiş, kullandığım malzemeler "clostridium" adlı toksin oluşturuyormuş da yüksek ölüm oranına sahip Botulizm hastalığının kapısını da açıyormuş.
Benim peynirlerime kapılarını açan marketler varken, ürettiğim peynirlere talep var ki arz ediyorum!"
NOT: Her şerefsiz kazancın şerefsiz bir sahibi vardır.

Benden aldıklarını
Hesabıma yazdın da
Bir kere olsun bana
Hatır sormadın hayat

Ucundan kenarından
Tutunamadım sana
Bir bardak çay içimi
Bende durmadın hayat

Yanlışlara sattın
Doğrularımı
Bir gün sen de bensiz
Kalırsın hayat

Ben seni ölümle
Aldatıyorum
En fazla canımı
Alırsın hayat

Hakkı YALÇIN