Ölüm kokuyor ortalık.
İnsafsız bir virüs meydan okuyor hepimize.
Bir yerlerde yaşamak dileniyor insanlar bir yerlerde birbirine bileniyor.
İnsanların başkalarının hayatına mavilik katmalarını beklemiyoruz ama tozu dumana katmalarını da istemiyoruz.
***
Şu sıralar yüreklerin kor zamanı.Her gece haberlerde ölenleri ve kalanları sayıyoruz.
Hepimizin kaybettiği bir yakını var ve hepimiz daralan çemberin içindeyiz.
Empati yapıyor muyuz evlerden yankılanan çığlıklar için?
Yoksa gemisini kurtaran kaptan mı yine?
Yarın biz de aynı çemberin içinden kurban olarak çıkabiliriz!
Biz öyle gördük; hangi yürekte ateş yansa o yana döner yüreklerimiz.
***
Islık çalıyor rüzgar bu kış azgın olacakmış!
Fiyatlar durmadan artarken vurulan hayatlar var, elde avuçta bir şey kalmayınca elde kaç gün kaldığını hesaplayanlar.
Fırsatçılar ellerini ovuştururken, televizyonlar dizi film derdinde, birileri soysuzluğun reklamını yapıyor birileri popüler olma sevdasında.
Kendilerine büyük gazeteci süsü verenler beyinlerinin kirli deliklerini sergiliyor.
Tek özneleri para!
Oysa yalanlar ülkesinde en doğru gerçek sefalet.
Bazı evlerde et kaynıyor bazı evlerde dert.
***
Şu sıralar gerçeklerden firar zamanı.Hafızalar itinayla silinirken sorumluluğu başından savanlar var.
Yaşlı insanların yorgunluğuyla hayata dargınlığı arasındaki köprüden maskesiz gençler geçiyor.
O yaşlı insanlar geriye alınmayan bir hayatın içinde çaya batırılmış bisküvilere benzetiyorlar kendilerini.
Yine de sorumluluklarından zerre kadar sapma yok.
***
Elinden geleni ardına koymayan bu virüs de etkisini kaybedip gidecek.
Ama kötülükle beslenenlerin içindeki virüs asla kaybolmayacak.
İnsan hayatına zerre kadar değer vermeyenler için bu gerçeklerin bir anlam taşıdığını zannetmiyorum.
Şu sıralar insanların zor zamanı!
İyiliklere güzelliklere itibar gösterilmesinin tam zamanı.
BİR YANLIŞLIK VAR!
Bir insanın anne karnında gelişmesinden doğumuna ve akıl çağına ulaşmasına kadar en az 20 yıl, onun yapısını anlayabilmek için 30 asır gerekiyor.
Ruhuyla ilgili gerçeklerini öğrenebilmek için neredeyse sonsuzluğa uzanmak gerek.
Ama böylesine görkemli bir canlıyı öldürmek için bir virüs yetiyor.
Ya da bir kurşun!
İşin garibi o virüsü üretene de o kurşunu sıkana da insan diyorlar!
MUTLULUK TAKVİMİ
Hiç kimsenin vazgeçilmez olmadığını bil.
Hazırda yara bandı bulundur.
Balıklara yem olma!
Şimdi gittiğin gibiyim
Bu şehirde
Sancılanır her saat
Sensiz yüreğim
Bir düş gibi büyürsün
Islak gecelerimde
İnadına sever
İnadına beklerim
Şimdi yaslar dağlar gibi
Yokluğun
Gittiğin yolda kaldı
Yorgun gözlerim
Sen benim birtanem
Gönlümde efsanem
İnadına bekler
İnadına özlerim
Hakkı YALÇIN
