O kötüler de hiçbir şeyle yetinmiyor.
Dünyada uzaylı işgali beklerken asıl işgal bu namussuzlar tarafından gerçekleşti bile.
***
Koronavirüs'ün ilk çıktığı zamanlarda Çin'de yayınlanan görüntüleri hatırlayın.Durduğu yerde yıkılan insanlar, felaket bir korku üretimi.
Şimdi dünyanın her yerinde Koronavirüs yine tehlike ama Çin'de rüzgar esmiyor.
Çünkü bu virüs laboratuvarda üretildi.
Çıyan Çin'in eseri!
Dünya Sağlık Örgütü denen "insanlıkla hiçbir ilgisi olmayan" para ağacı örgüt de bu soysuz yapılanmanın içindeydi.
Bu örgüt Çin'le ortak hareket ederek insanlığa ihanet etti.
Filmin başında söylemiştim; bu virüs Dünya Sağlık Örgütü'nün para için her türlü alçaklığı yapabildiğinin göstergesidir.
***
Şimdi virüse karşı aşının bulunduğu haberleri geliyor.Filmin ikinci yarısında para konuşuyor.
Milyarlarca aşı üretilecek ve tanesi 10 Euro'dan satılacak.
Gelecek para 30 milyar Euro'nun üzerinde, giden binlerce canın zerre kadar hesabı yok!
Paraya tapanların dünyasında insan canının hükmü olur mu?
Virüs "dünya nüfusu gereğinden fazla" diyerek insan ölümlerini ganimet belleyen kapitalistlerin şerefsizliğidir.
***
Bizim ülkemizde de ne canlar gitti ne ocaklar söndü ve tehlike ikiye katladı.Zor bir kış bizi bekliyor, baharın bilançosu da tehlikeli sinyaller veriyor.
Koronavirüs'e günde ortalama 80 can veriyoruz, toplarsak ayda 2 bin 500'e yakın insan kaybediyoruz.
Bizleri öldürmek için üretildiği belgelenen bu virüse karşı hala meseleyi hafife alanlar var.
Şu anda virüsün kurşunları vızır vızır başımızın üstünden geçerken bu kış fena geçecek.
Çünkü çember daraldı.
***
Çıyan Çin'in suç ortağı olmak istemiyorsak tedbirlere harfiyen uymak zorundayız.
Kendimizi koruma altına almazsak virüsü el üstünde taşımaya gönüllüyüz demektir. Bunun adı da her dilde "intihardır!"
SORU İŞARETİ
Üzerine bindikleri yarış atlarına acımasızca kamçı vuran jokeyler, yarışlardan sonra atlardan özür diliyor mu?
Madem kader ortaklığı; atların sırtından geçinen jokeyler "at bağlasan durmaz" denilen ahırlardaki atlarla ayda yılda bir gece geçiriyor mu?
Taş taşa değince ses çıkarıyor da kamçıların atların teninde çıkardığı sesi duymak hangi jokeye nasip olacak?
Taze söğüt dalından düdük yapıp jokeylere versem öttürürler mi?
Kamçıların sesi onlara düdük sesi gibi gelmiyorsa.
MUTLULUK TAKVİMİ
İsmini haykırınca
Ses vermiyor bu şehir
Artık sönen yangının
Külü de senle gitti
Yağmur gibi bakardım
Sabaha zor çıkardım
Çoktan dindi fırtına
Yeli de senle gitti
Bu sensiz gecelerin
Dumanıyla isiyle
Uykularımı bölen
Sessiz çığlıklar kaldı
Bıraktığın izlerin
Son veda busesiyle
Ardımızdan ağlayan
Deli bir sevda kaldı
Hakkı YALÇIN