O zamanlar kadınlar böyle katledilmez çocuklar taciz edilmezdi.
O zamanlar paranın karşısında böyle baş eğilmezdi.
***
Sokakta gördüğü bir bebeğe öpücükler yağdırırken kendini kaybederdi.
Çiçek ekerdi teneke kutuların içine.
Bir gülün açmasındaki sihri görebilmek için günlerce bekleyecek kadar sabırlıydı.
Din farkı dil farkı dilmezdi.
Yüzlerce insan arasından cımbızla çekip bulurdunuz, ondaki başkalığı.
***
Yakılacak kitaplar okurdu satırların arasındaki hayatı keşfe çıkarken.
Seyretmediği filmlerin yönetmeni olurdu.
Bazen günlerce kaybolurdu ortadan.
"Beni bulamazsanız bir çiçek tarlasına bakın" derdi.
Masallar şişirirdi balon alacak parası olmayan çocuklara. Rüzgar yeleli atları vardı bütün mahalleyi uçururdu.
Kahpeleri silkelerdi de çocukları omuzlarında taşırdı.
***
İçi içini yerdi bayram sabahlarında.
"Yoksulların bayramı olmaz" derdi.
Merhametliydi, haksızlığa isyankardı.
Eski zamanlardan kalan pikabına gözü gibi sakladığı plaklardan birini koyardı akşamları. "Dil şad olacak diye kaç yıl avuttu felek." H H H
Kendi halindeydi sükseli hayat keyfini kaçırırdı.
Uykusunu kaçırırdı puştların.
Haksızlığın karşısında dururdu da kötülüğe bile kalkmazdı elleri.
Askerlik yaparken kendisine küfür eden bir subayı ayaklarının altına almıştı.
En çok Amerikan askerlerini denize döken delikanlılar asılırken ağladı, ben yanındaydım.
***
Euro'yu görmedi bile, ne doları tanıdı ne mark'ı. Dilindeki tek şarkı;
"Parayla saadet olmaz!" Öldüğünü bile fazla kimse bilmedi.
Çocukların aydınlık geleceğine vasiyet olarak bağışladı haysiyetini.
***
O umutlarımı aydınlık tutan, başkalarını yaşatmak için kendini unutan özel bir insandı.
Benim dünyamın sevgi insanı.
Parayla pulla işi olmayan.
Kimseye "nerelisin?" diye sormayan.
Bir ömrü bir gülüşe sığdıran.
Dünya insanı!
Özgüven!
Bir araştırma yapılmış.
Kadınlar pahalı cipleri işlerine yaradığı için, erkekler özgüven eksikliğinden satın alıyormuş.
Benim merak ettiğim özgüveni olmayan erkekler o cipleri alacak parayı nasıl buluyorlar?
Bir zahmet bunu da araştırmak mümkün mü?
Özgüveni olan biri tarafından!
MUTLULUK TAKVİMİ
Bana diyorsunuz ki
Her sabah hasta sesiyle
Kalk diye
Yalvarmasa karın
Ve sen biraz geç kalınca
İşten kovulacağını bilmesen
Kara zeytin
Acı acı bakmasa yüzüne
Çayın rengi
Böyle soluk olmasa
Ekmeğin kabuğu böyle sert
Ve her aybaşında
Yakana yapışmasa
Ev kirası denen dert
Sen, isyan gülleri gibi
Kanayan bu şiirleri
Yazamazdın
Muammer HACIOĞLU